SGK Genelgesi 2023/16 – 2015/25 Sayılı Genelgede Değişiklik

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü GÜNLÜDÜR Sayı : E-21132981-045.03-68813035 Tarih: 28.03.2023 Konu : 2015/25 Sa…

 

 

SGK Genelgesi 2023/16 – 2015/25 Sayılı Genelgede Değişiklik

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

GÜNLÜDÜR

Sayı : E-21132981-045.03-68813035

Tarih: 28.03.2023

Konu : 2015/25 Sayılı Genelgede Değişiklik

GENELGE

2023/16

İstanbul Barosu Başkanlığının Kurumumuz aleyhine, Danıştay 10. Dairesinin 2019/7080 Esasına kayden açılan dava sonuçlanmış olup, anılan Mahkemenin 28/11/2022 tarihli ve 2022/5544 nolu Kararında 11/11/2015 tarihli ve 2015/25 sayılı “Kayıt dışı istihdam ile mücadele” konulu Genelgenin “2.3.1.1. (4/a) sigortalıları yönünden yapılacak işlemler” başlıklı bölümüne yedinci paragraftan sonra gelmek üzere, 25/02/2018 tarihli ve 2018/4 sayılı Genelge ile eklenen paragrafın iptaline hükmedilmiştir.

Bu kapsamda; Kurumumuzun 11/11/2015 tarihli ve 2015/25 sayılı “Kayıt dışı istihdam ile mücadele” konulu Genelgesi’nin “2.3.1.1. (4/a) sigortalıları yönünden yapılacak işlemler” başlıklı bölümüne yedinci paragraftan sonra gelmek üzere, “Ek:25/02/2018-2018/4 sayılı Genelge” ile eklenen paragraf yürürlükten kaldırılmıştır.

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

Kürşad ARAT

Kurum Başkan V.




Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 47)

30 Mart 2023 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 32148 Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan: Amaç ve kapsam MADDE 1- (1) Bu Tebliğin amac…

 

 

Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 47)

30 Mart 2023 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32148

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

ÖZET:

30/3/2023 tarih ve 32148 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 47 Seri No.lu Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliğde; ülkemizde meydana gelen depremler nedeniyle mücbir sebep ilan edilen yerlerde bulunan mükelleflere ilişkin yeminli mali müşavirlerce düzenlenecek tasdik raporlarında karşıt inceleme tutanağının aranıp aranmayacağına ilişkin hususlar yer almakta olup yeminli mali müşavirlerce düzenlenecek tasdik raporlarında, mücbir sebep ilan edilen yerlerdeki mükellefler nezdinde yapılacak karşıt incelemelerde, söz konusu mükelleflerin defter ve belgelerinin zayi olduğuna ilişkin zayi belgesinin bulunması halinde, zayi olan defter ve belgelerin ait olduğu dönemlere ilişkin karşıt inceleme tutanağı aranmayacaktır. (GİB)

 

Amaç ve kapsam

MADDE 1- (1) Bu Tebliğin amacı ülkemizde meydana gelen depremler nedeniyle mücbir sebep ilan edilen yerlerde bulunan mükelleflere ilişkin yeminli mali müşavirlerce düzenlenecek tasdik raporlarında karşıt inceleme tutanağının aranıp aranmayacağına ilişkin usul ve esasların belirlenmesidir.

Yasal düzenlemeler

MADDE 2- (1) 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 227 nci maddesinde;

“Maliye Bakanlığı:

2. Vergi kanunlarında yer alan muafiyet, istisna, yeniden değerleme, zarar mahsubu ve benzeri hükümlerden yararlanılmasını Maliye Bakanlığınca belirlenen şartlara uygun olarak yeminli mali müşavirlerce düzenlenmiş tasdik raporu ibraz edilmesi şartına bağlamaya,

3. Vergi kanunları kapsamındaki yeminli mali müşavirlik tasdik işlemlerini elektronik ortamda gerçekleştirmeye ve tasdike konu işlemleri mükellef grupları, faaliyet ve tasdik konuları itibarıyla ayrı ayrı belirlemeye ve uygulatmaya,

Bu uygulamalara ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

hükmü ile,

1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun 12 nci maddesinin ikinci fıkrasında;

“Yeminli malî müşavirlerin tasdik edecekleri belgeler, tasdik konuları ile tasdike ilişkin usul ve esaslar; gerçek ve tüzelkişilerin mükellefiyet şekilleri, iş kolları ve ciroları, döviz kazandırıcı işlemleri, ithalat ve ihracatları, yatırımın miktarları ve nevileri ile belgelerin ibraz edileceği merciler esas alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir.”

hükmü yer almakta olup bu hükmün verdiği yetkiye dayanılarak hazırlanan 2/1/1990 tarihli ve 20390 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yeminli Mali Müşavirlerin Tasdik Edecekleri Belgeler, Tasdik Konuları, Tasdike İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 7 nci maddesinin son fıkrasında;

“Tasdik işlemi yapılırken aranacak asgari bilgi, şekil şartları ile tasdike ilişkin diğer usul ve esaslar Bakanlıkça çıkartılacak tebliğlerle belirlenir. Yukarıda belirtilen konuların ve belgelerin tasdikine ilişkin olarak Bakanlıkça tebliğ çıkartılmadıkça, yeminli mali müşavirler bu konu ve belgelerle ilgili olarak tasdik işlemi yapamazlar.”

düzenlemesine yer verilmiştir.

Yeminli mali müşavirler tarafından düzenlenen tasdik raporlarında mücbir sebep ilan edilen deprem bölgesindeki mükellefler bakımından karşıt inceleme tutanağına ilişkin esaslar

MADDE 3- (1) Yeminli mali müşavirlerce düzenlenecek tasdik raporlarında, mücbir sebep ilan edilen yerlerdeki mükellefler nezdinde yapılacak karşıt incelemelerde, söz konusu mükelleflerin defter ve belgelerinin zayi olduğuna ilişkin zayi belgesinin bulunması halinde, zayi olan defter ve belgelerin ait olduğu dönemlere ilişkin karşıt inceleme tutanağı aranmayacaktır.

Örnek-1: Ankara’da faaliyette bulunan (A) şirketinin, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun (11/1-a) maddesi kapsamında ihracat teslimlerine ilişkin 2022/Temmuz dönemine ait 500.000-TL KDV iadesi talebi bulunmaktadır. Bu şirketin KDV iade talebine ilişkin karşıt incelemeye konu olan belgeleri;

1-Adana ilinde bulunan ve zayi belgesi olmayan mükellef,

2-Şanlıurfa ilinde bulunan ve zayi belgesi bulunan mükellef,

3-Mücbir sebep ilan edilen yerler arasında yer almayan Aksaray ilinde bulunan mükellefe aittir.

Buna göre, bu iade talebine ilişkin düzenlenecek YMM Tasdik Raporunda, Adana ve Aksaray illerinde bulunan mükelleflerden alınan mal teslimlerine ilişkin karşıt inceleme tutanağı aranırken, Şanlıurfa ilinde bulunan mükelleften yapılan alımlar için karşıt inceleme tutanağı aranmayacaktır.

(2) Katma Değer Vergisi iadelerinde yapılacak karşıt incelemelerde, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliğlerinde yer alan esaslar çerçevesinde %80 oranının hesaplanmasında öncelikle mücbir sebep ilan edilen yerler dışında faaliyet gösteren mükellefler ile mücbir sebep ilan edilen yerlerde bulunan ve kanuni defter ve belgeleri zayi olmayan mükelleflerden alınan mal ve hizmetlere ilişkin karşıt incelemelerin dikkate alınması gerekmektedir.

(3) Mücbir sebep ilan edilen yerler dışında faaliyet gösteren mükellefler ile mücbir sebep ilan edilen yerlerde bulunan ve kanuni defter ve belgeleri zayi olmayan mükelleflerden alınan mal ve hizmetlere ilişkin belgeler kapsamında %80 oranına ulaşılamadığı takdirde,  mücbir sebep ilan edilen yerlerde yer alan ve kanuni defter ve belgeleri zayi olan mükelleflere ait defter ve belgelerde belirtilen tutarlar da karşıt inceleme tutanağı bulunmaksızın bu oranın hesabında dikkate alınabilecektir.

Örnek-2: İstanbul’da faaliyette bulunan (B) şirketinin, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun (11/1-a) maddesi kapsamında ihracat teslimlerine ilişkin 2022/Ağustos dönemine ait 2.000.000-TL KDV iadesi talebi bulunmaktadır. Bu şirketin KDV iade talebine ilişkin karşıt incelemeye konu olan belgelerde yer alan KDV tutarları;

1-Antalya: 1.000.000-TL, (Mücbir sebep ilan edilen yerler arasında bulunmamaktadır.)

2-Gaziantep: 400.000-TL, (Mükellefin zayi belgesi yoktur.)

3-Kahramanmaraş: 600.000-TL’dir. (Mükellefin zayi belgesi vardır.)

Buna göre, bu iade talebine ilişkin düzenlenecek YMM Tasdik Raporunda, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliğlerinde yer alan esaslar çerçevesinde %80 oranının hesaplanmasında öncelikle mücbir sebep ilan edilmeyen yerler ile mücbir sebep ilan edilen yerlerde bulunan ve kanuni defter ve belgeleri zayi olmayan mükellefler dikkate alınacağından, öncelikle Antalya ve Gaziantep illerindeki mükellefleri olacaktır. Bu illerde yer alan ve karşıt incelemeye konu olan belgelerde yer alan tutarlar toplam 1.400.000-TL olup bu tutarlar için karşıt inceleme yapılacaktır. Söz konusu tutara ilişkin oran %70 olması nedeniyle %80 oranını karşılamadığından geriye kalan %10’luk kısım Kahramanmaraş ilinde bulunan mükelleften alınan mal teslimlerine ilişkin belgelerde belirtilen 600.000-TL’lik tutardan karşılanacak ve ilgili vergi dairesince 26/4/2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde belirtilen esaslar çerçevesinde işlem tesis edilecektir.

Örnek-3: İzmir’de faaliyette bulunan (C) şirketinin, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun (11/1-a) maddesi kapsamında ihracat teslimlerine ilişkin 2022/Eylül dönemine ait 1.750.000-TL KDV iadesi talebi bulunmaktadır. Bu şirketin KDV iade talebine ilişkin karşıt incelemeye konu olan belgelerde yer alan KDV tutarları;

1-Diyarbakır: 550.000-TL, (Mükellefin zayi belgesi yoktur.)

2-Adıyaman: 400.000-TL, (Mükellefin zayi belgesi vardır.)

3-Ankara: 800.000-TL’dir. (Mücbir sebep ilan edilen yerler arasında bulunmamaktadır.)

Söz konusu tutarların 1.000.000-TL’lik kısmı Diyarbakır ve Ankara illerinde bulunan farklı mükelleflerden alınan ve karşıt inceleme zorunluluğu kapsamı dışında bırakılan (KDV hariç tutarı 65.000 TL’nin altında olan) mal teslimlerinden kaynaklanmaktadır.

İade talebine ilişkin düzenlenecek YMM Tasdik Raporunda, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliğlerinde yer alan hükümler çerçevesinde indirilecek KDV’nin üçte biri veya daha fazlasının karşıt inceleme zorunluluğu kapsamı dışında bırakılan mal veya hizmet alımlarından kaynaklandığı hallerde karşıt inceleme zorunluluğu kapsamı dışında bırakılan mal ve hizmet alımları ile ilgili indirilecek KDV’nin yarısına tekabül eden mal ve hizmet alımları ile ilgili karşıt inceleme yapılması yeterli olacaktır.

Buna göre, indirilecek KDV’nin üçte birinden fazlası karşıt inceleme zorunluluğu sınırı altında (KDV hariç 65.000-TL) olan alımlardan kaynaklandığından, sınırın altında kalan 1.000.000-TL’lik KDV’ye ilişkin alımların yarısı olan 500.000-TL’lik KDV’ye yönelik alımlara karşıt inceleme yapılmalıdır. Diyarbakır ve Ankara için karşıt inceleme yapılması gerekli geriye kalan KDV tutarı 350.000-TL’de eklendiğinde karşıt inceleme yapılacak toplam tutar 850.000-TL, oran olarak %48 olacak ve %80’in altında kalacaktır. Bu tutara, kanuni defter ve belgeleri zayi olan Adıyaman mükellefine ait 400.000-TL’lik KDV’ye ilişkin belgeler eklendiğinde ise toplam tutar 1.250.000-TL, oran %71 olacak ve bu oranda %80’in altında kalacaktır. Bu durumda söz konusu oranın sağlanıp sağlanmadığı dikkate alınmayacak ve ilgili vergi dairesince Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde belirtilen esaslar çerçevesinde işlem tesis edilecektir.

Vergi dairelerince yapılacak işlemler

MADDE 4- (1) Yeminli mali müşavirlerce düzenlenen tasdik raporu ilgili vergi dairesine ibraz edildiğinde, vergi daireleri tarafından mücbir sebep ilan edilen yerlerde bulunan ve defter ve belgelerinin zayi olmasından dolayı karşıt inceleme tutanağı aranmayan mükelleflere ait belgelerde yer alan tutarlara ilişkin tetkik ve değerlendirmeler özenle yapılacak ve bu tetkik ve değerlendirmeler sonucunda, söz konusu iade işlemi ile ilgili olarak Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde belirtilen esaslar çerçevesinde işlem tesis edilecektir.

Diğer hususlar

MADDE 5- (1) Yeminli mali müşavirler tarafından düzenlenecek tasdik raporlarında, mücbir sebep ilan edilen yerlerde bulunan ve defter ve belgesi zayi olan mükellefler nezdinde yapılamayan ancak karşıt inceleme hesabında dikkate alınan belgelerin doğruluğuna ilişkin açıklamalara ve diğer kanıtlayıcı belgelere (nakliye, ödeme, irsaliye ve benzeri) yer verilecektir.

Yürürlük

MADDE 6- (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 7- (1) Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.




Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Staj Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

29 Mart 2023 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 32147 Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğinden: MADDE 1- 23/8…

 

 

Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Staj Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

29 Mart 2023 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32147

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğinden:

MADDE 1- 23/8/1997 tarihli ve 23089 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Staj Yönetmeliğinin 26 ncı maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Başvuru ve bildirimler

Madde 26- Birlik Yönetim Kurulu, bu Yönetmelikte düzenlenen her türlü başvuru ve bildirimi elektronik ortamda almaya ve yapmaya yetkilidir. Elektronik ortamda alınacak başvurular ile yapılacak bildirimlerin usul ve esasları Birlik Yönetim Kurulu tarafından belirlenir.”

MADDE 2- Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3- Bu Yönetmelik hükümlerini Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı yürütür.




Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği Sürekli Mesleki Geliştirme Eğitimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

29 Mart 2023 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 32147 Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğinden: MADDE 1- 23/6…

 

 

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği Sürekli Mesleki Geliştirme Eğitimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

29 Mart 2023 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32147

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğinden:

MADDE 1- 23/6/2018 tarihli ve 30457 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği Sürekli Mesleki Geliştirme Eğitimi Yönetmeliğinin 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 2- (1) Bu Yönetmelik hükümleri; Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerden; çalışanlar listesine kayıtlı olanlar, meslek mensubu yanında ya da mesleki şirketlerde çalışanlar ile işletmelerde hizmet akdi ile çalışan ve 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun 2 nci maddesinde belirtilen işleri yapanların, meslek ruhsatlarını edindikleri günden başlayarak meslekle ilişiklerinin kesildiği güne kadar tabi olacakları geliştirme eğitimine ilişkin düzenlemeleri kapsar.

(2) Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerden birinci fıkra kapsamında olmayanlar sürekli mesleki geliştirme eğitiminden muaftır. Ancak, bu durumda olanlar diledikleri takdirde eğitimlere katılabilirler.”

MADDE 2- Aynı Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde yer alan “(SMGM)” ibaresi “(SÜRGEM)” olarak değiştirilmiş ve (h) bendi yürürlükten kaldırılmış, aynı fıkraya aşağıdaki bentler eklenmiştir.

“j) Doğrulanabilir eğitim: Sürekli Mesleki Geliştirme Eğitimi Merkezi tarafından planlanarak programlanmış uzaktan ve yüz yüze eğitimler ile Sürekli Mesleki Geliştirme Eğitimi Merkezi tarafından belirlenecek esaslar çerçevesinde diğer mesleki eğitim ve sürekli mesleki eğitim programlarına katılımı,

k) Kredi: Eğitim faaliyetleri sonucunda elde edilecek ve eğitim yükümlülüğünün tamamlanmasında kullanılacak değerleme ölçütünü,”

MADDE 3- Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “beş” ibaresi “yedi” olarak değiştirilmiş, aynı maddenin dördüncü fıkrasının (a) bendinde yer alan “(SMGM)’de” ibaresi “(SÜRGEM)’de” olarak, (b) bendinde yer alan “(SMGM)” ibaresi “(SÜRGEM)” olarak; (c), (ç) ve (d) bentlerinde yer alan “SMGM” ibareleri “SÜRGEM” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 4- Aynı Yönetmeliğin 7 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“SÜRGEM işlem ve hesaplarının denetimi

MADDE 7- (1) SÜRGEM’in işlem ve hesapları Birlik Denetleme Kurulu tarafından denetlenir.”

MADDE 5- Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“h) Denetim; Denetim ve Güvence Standartları Eğitim Programı.”

MADDE 6- Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Tüm meslek mensuplarının” ibaresi “Bu Yönetmelik kapsamındaki meslek mensuplarının” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 7- Aynı Yönetmeliğin 10 uncu maddesinin birinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 8- Aynı Yönetmeliğin 11 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 11- (1) Eğitim kapsamındaki meslek mensubunun yılda en az 30 kredilik ve her üç yılda en az 120 kredilik sürekli mesleki geliştirme eğitimi alması gereklidir.

(2) Bu eğitimlerin yıllık en az 15 kredi ve her üç yılda en az 60 kredilik kısmının doğrulanabilir olması gerekir.

(3) Üç yıllık dönemde “Mesleki Çalışma Standartları ve Etik İlkeler” konusundan en az 3 kredi, “Denetim; Denetim ve Güvence Standartları” konusundan ise en az 2 kredi karşılığı eğitimin tamamlanması gerekir.

(4) Eğitim yükümlülüğünde doğrulanabilir eğitim kredileri dışında kalan üç yıllık periyotta en çok 60 kredilik kısım, 13 üncü maddede belirtilen diğer faaliyetler ile ikmal edilir.

(5) 120 kredinin sağlanıp sağlanmadığına ilişkin değerlendirme her yıl, eğitime tabi olunan önceki iki yıl da dahil edilerek yapılır.

(6) Geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezasının uygulandığı dönemde de sürekli eğitim yükümlülüğü devam eder.”

MADDE 9- Aynı Yönetmeliğin 12 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Doğrulanabilir eğitimler

MADDE 12- (1) Doğrulanabilir eğitimlerin SÜRGEM tarafından planlanarak programlanmış, 8 inci maddede belirlenen konularda düzenlenecek uzaktan eğitimlere (senkron ve asenkron) veya Odalarda yapılacak yüz yüze eğitimlere katılım yoluyla tamamlanması şarttır. Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumundan zorunlu eğitim kapsamında temel mesleki konulardan kazanıldığı kabul edilen eğitim kredileri de aynı sayıda doğrulanabilir eğitim kredisi olarak kabul edilir.

(2) Yüz yüze ve uzaktan eğitimde her 50 dakikalık ders bir kredi olarak kabul edilir.

(3) Yüz yüze ve uzaktan eğitimlerde her bir gün için en fazla 7 kredi elde edilebilir.

(4) Üç yıllık dönemde 60 kredinin üzerinde doğrulanabilir sürekli mesleki geliştirme eğitimi kredisi alınması halinde, bu krediler izleyen üç yıla devredilmez.”

MADDE 10- Aynı Yönetmeliğin 13 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 13- (1) Eğitim yükümlülüğünde doğrulanabilir eğitim kredileri dışında kalan üç yıllık periyotta en çok 60 kredilik kısım, aşağıda belirtilen diğer faaliyetler ile ikmal edilir:

a) 12 nci madde kapsamında kazanılan fazla kredilerin kazanıldıkları yıl ve izleyen iki yıllık dönemde diğer faaliyetler kapsamında değerlendirilmesi mümkündür.

b) 8 inci maddede belirtilen programlar çerçevesinde Birlik veya Odalar tarafından gerçekleştirilecek kurs, konferans, seminer, sempozyum, araştırma çalışmaları ve benzeri etkinliklere katılım 3 kredi; bunlara konuşmacı olarak katılma ya da bildiri sunma ile toplantı moderatörlüğü 5 kredi olarak değerlendirilir.

c) SÜRGEM’e akredite olmuş kurum ya da kuruluşlar tarafından 8 inci maddede belirtilen programlar çerçevesinde gerçekleştirilecek kurs, konferans, seminer, sempozyum, araştırma çalışmaları ve benzeri etkinliklere katılım 2 kredi; bunlara konuşmacı olarak katılma ya da bildiri sunma ile toplantı moderatörlüğü 3 kredi olarak değerlendirilir.

ç) SÜRGEM’e akredite olmuş meslek ile ilgili teknik komitelere ve komisyonlara katılım ve bunlarda görev alma 3 kredi olarak değerlendirilir.

d) Stajyer mentorluğu yapanlar mentorluk yaptıkları her ay için 1 kredi kazanırlar. Bu şekilde elde edilen krediler her yıl için 7 krediyi geçemez.

e) Yeminli Mali Müşavirlik sınavlarında, 16/1/2005 tarihli ve 25702 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yeminli Mali Müşavirlik ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Sınav Yönetmeliğinin 14 üncü maddesinde belirtilen konularda başarılı olunan her sınav için bir kereye mahsus olmak üzere 10 kredi elde edilir.

f) İşbaşı eğitimleri kapsamında meslek mensupları, bir yıl süre ile hizmet verdikleri her bir müşteri için yıllık 1 kredi elde ederler. Bu şekilde elde edilen kredi üç yıllık dönemde 30 krediyi geçemez.

g) Eğitim konuları ile ilgili olmak kaydıyla bir mesleğin veya faaliyetin icra edilmesi için ilgili mevzuatta lisans, sertifika, yetki belgesi gibi belge alma zorunluluğu bulunan ve bir eğitim ve/veya sınav sonucunda verilen her bir belge için 5 kredi elde edilir.

ğ) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumundan zorunlu eğitim kapsamında destekleyici konulardan kazanıldığı kabul edilen eğitim kredileri aynı sayıda diğer faaliyetler kapsamında kazanılmış eğitim kredisi olarak kabul edilir.

(2) Eğitim faaliyetlerinden bir takvim yılı içerisinde elde edilen krediler o takvim yılının kredi hesabında dikkate alınır.

(3) Diğer eğitim faaliyetleri kapsamında elde edilen kredilerin SÜRGEM tarafından oluşturulacak elektronik sistem üzerinden beyan edilmesi yeterlidir. Ancak, SÜRGEM tarafından talep edilmesi halinde tevsik edici bilgi ve belgelerin sunulması gerekir.”

MADDE 11- Aynı Yönetmeliğin 14 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 14- (1) Odalarda eğitim etkinliklerine katılan meslek mensupları için elektronik ortamda eğitim sicil dosyası oluşturulur. Meslek mensubunun Odalar arası nakil yapması halinde eğitim sicil dosyası elektronik ortamda yeni Odaya aktarılır.

(2) SÜRGEM bünyesinde de elektronik ortamda eğitim sicili oluşturulur. Bu sicil, meslek mensuplarının eğitim faaliyetlerine katılımını dijital ortamda izleyecek ve Odalardaki sistemle entegre çalışacak şekilde yapılandırılır.”

MADDE 12- Aynı Yönetmeliğin 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “zimmet evrakı karşılığı” ibaresi “dijital ortamda” olarak, ikinci ve üçüncü fıkralarında yer alan “SMGM” ibareleri “SÜRGEM” olarak, üçüncü fıkrasında yer alan “eğitim kredi saati” ibaresi “eğitimin kredisi” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 13- Aynı Yönetmeliğin 16 ncı maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Eğitmenler

MADDE 16- (1) Bu Yönetmelik kapsamında Odalar ya da SÜRGEM tarafından yürütülecek eğitim programları, SÜRGEM Yönetim Kurulu tarafından belirlenecek esas dahilinde yetkilendirilecek eğitmenler tarafından yürütülür.”

MADDE 14- Aynı Yönetmeliğin 17 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “SMGM’dir” ibaresi “SÜRGEM’dir” olarak değiştirilmiş, aynı maddenin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

“(2) Doğrulanabilir eğitimlerin yüz yüze yapılması halinde bu eğitimler Oda Yönetim Kurullarının sorumluluğunda yürütülür.”

MADDE 15- Aynı Yönetmeliğin 18 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “SMGM” ibaresi “SÜRGEM” olarak değiştirilmiş, aynı fıkrada yer alan “TESMER, TESMER Şubeleri ve” ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 16- Aynı Yönetmeliğin 19 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 19- (1) Eğitim programlarının uygulanması aşamasında aşağıdaki işlemler yürütülür:

a) Eğitimin konusu, günü, kredisi ve eğitmeni uygun tarihlerde eğitime katılacak meslek mensubuna duyurulur.

b) Eğitim materyalleri, eğitime katılacak meslek mensuplarının tamamına ulaştırılır.

c) Programın değerlendirilmesi amacıyla katılımcılara anket formları dağıtılır ve anket formlarının değerlendirilmesi yapılır.”

MADDE 17- Aynı Yönetmeliğin 20 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “SMGM’ye” ibaresi “SÜRGEM’e” olarak, “SMGM” ibaresi “SÜRGEM” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 18- Aynı Yönetmeliğin 21 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “araştırma çalışmalarını” ibaresi “araştırma çalışmalarının” olarak, aynı fıkrada yer alan “SMGM” ibareleri “SÜRGEM” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 19- Aynı Yönetmeliğin 22 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde yer alan “SMGM’nin” ibaresi “SÜRGEM’in” olarak, aynı fıkranın (c) ve (ç) bentlerinde yer alan “SMGM’ye” ibareleri “SÜRGEM’e” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 20- Aynı Yönetmeliğin 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, aynı fıkraya aşağıdaki bent eklenmiştir.

“a) SÜRGEM’de ve Odalarda eğitim amacıyla yapılan yatırımlar ve demirbaş giderleri,”

“e) Eğitim ve eğitmen giderleri.”

MADDE 21- Aynı Yönetmeliğin 24 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Muafiyet ve sonradan kapsama dahil olma

MADDE 24- (1) 2 nci maddenin birinci fıkrası kapsamına girmeyen meslek mensupları SÜRGEM’e bildirmek suretiyle sürekli mesleki geliştirme eğitiminden muaf tutulurlar.

(2) Ruhsatlı olmasına rağmen çalışmıyor olma veya benzeri durumlarda zorunlu eğitim yükümlülüğü bulunmayan meslek mensuplarının, zorunlu eğitim kapsamındaki faaliyetlere başlamaları halinde eğitim yükümlülükleri, faaliyete başladıkları yıl başlar. Bu durumdaki meslek mensuplarından ilk yıl için en az 30 kredi alma şartı aranmaz. Bu kapsamdaki meslek gruplarının, işe başladıkları yıla ilişkin eğitim yükümlülüklerini takip eden iki yılda tamamlamaları şarttır.”

MADDE 22- Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 23- Bu Yönetmelik hükümlerini Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği Yönetim Kurulu yürütür.




Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

28 Mart 2023 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 32146 Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumundan: MADDE 1- 9/11/2012 tarihli ve 28462 sa..

 

 

Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

28 Mart 2023 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32146

Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumundan:

MADDE 1- 9/11/2012 tarihli ve 28462 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Yönetmeliğin 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Şu kadar ki, katılımcı her fon dağılımı değişikliğinde, BEFAS üzerinden sunulan fonlar dâhil olmak üzere azami yirmi fon tercihinde bulunabilir.”

MADDE 2- Aynı Yönetmeliğin 13 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(1) Bireysel emeklilik sözleşmesinde ve gruba bağlı bireysel emeklilik sözleşmesinde, sözleşmeden doğan haklar kural olarak katılımcı tarafından kullanılır. 26/C maddesi hükümleri saklı kalmak şartıyla, bu sözleşmelerde, sistemden ayrılma ve emeklilik hakkı hariç diğer hakların katılımcı ad ve hesabına katkı payı ödeyen kişiler, sponsor veya işveren tarafından kullanılması kararlaştırılabilir.”

“(3) Kanun çerçevesinde, emekliliğe yönelik taahhütte bulunan dernek, vakıf, sandık, tüzel kişiliği haiz meslek kuruluşu veya sair ticaret şirketlerden bireysel emeklilik sistemine aktarım yapan üyeler, emeklilik hariç tüm hak ve alacağını hizmet sunucusuna devredebilir.”

MADDE 3- Aynı Yönetmeliğin 15 inci maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(5) Katılımcının vefat etmesi halinde birikimleri ve varsa devlet katkısı hesabındaki tutar, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla varsa emeklilik sözleşmesinde belirtilen lehdarlara veya kanunî mirasçılarına ilgili bilgi ve belgelerin şirkete ulaştığı tarihten itibaren yirmi iş günü içinde ödenir.”

MADDE 4- Aynı Yönetmeliğin 18 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(3) İşveren tarafından bu kuruluştaki işine haklı nedenle fesih haricinde son verilmesi veya katılımcının 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa göre haklı nedenle işinden ayrılması veya maluliyet gibi zorunlu nedenlerle işinden ayrılması yahut işverenin aktarım durumu hariç işveren grup emeklilik sözleşmesini feshetmesi, iflas yahut konkordato ilan etmesi veya işverenin rızası halinde katılımcı, işveren tarafından kendi ad ve hesabına ödenen katkı payları ile bunların getirilerinin tümüne, hak kazanma süresinin tamamlanmasını beklemeksizin hak kazanır. Katılımcının vefatı halinde bu şekildeki birikim, hak kazanma süresinin tamamlanmasını beklemeksizin 4721 sayılı Kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla varsa emeklilik sözleşmesinde belirtilen lehdarlara veya kanunî mirasçılarına ödenir.”

MADDE 5- Aynı Yönetmeliğin 23/A maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(2) Kurul, 26/C maddesi kapsamına giren birikimlerin yatırıma yönlendirilmesi amacıyla BEFAS üzerinden tüm şirketlerin işlem yapacağı fonların; kurulması, kesinti yapısı ve oranları, sayısı, içeriği ve yönetimine ilişkin usul ve esasları Sermaye Piyasası Kurulunun uygun görüşüyle belirler.”

MADDE 6- Aynı Yönetmeliğin 26/B maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 26/B- (1) Sözleşmeye ait fon paylarının nakde dönüştüğü günü takip eden iş gününden sonra yapılan aktarım ve ödemeler, bu tarih ile aktarım veya ödemenin gerçekleştirildiği tarih arasında geçen günler için 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 2 nci maddesinde ticari işlerde kullanılmak maksadıyla belirlenen avans faiz oranı üzerinden hesaplanan temerrüt faizi yürütülerek yapılır.

(2) Fon paylarının mevzuatta tanımlı azami süreleri aşarak nakde dönüştürülmesi durumunda;

a) Mevzuatta tanımlı azami sürenin son gününde katılımcının bireysel emeklilik hesabında bulunan birikim tutarına, bu tarih ile sözleşmeye ait fon paylarının nakde dönüştüğü tarih arasında geçen günler için 3095 sayılı Kanunun 2 nci maddesinde ticari işlerde kullanılmak maksadıyla belirlenen avans faiz oranı üzerinden temerrüt faizi hesaplanır,

b) Mevzuatta tanımlı azami sürenin son gününde katılımcının bireysel emeklilik hesabında bulunan birikim tutarından, fon paylarının nakde dönüştüğü tarih itibarıyla bir azalma meydana gelmesi halinde aradaki fark hesaplanır,

ve hesaplanan tutarlar nakde dönüş işleminin gerçekleştiği gün nakit tutara ilave edilir.

(3) Bu madde kapsamında doğan zararların eksik hesaplanarak işlem yapılması halinde, eksik hesaplanan tutar, işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren 3095 sayılı Kanunun 2 nci maddesinde ticari işlerde kullanılmak maksadıyla belirlenen avans faiz oranı üzerinden hesaplanan temerrüt faizi yürütülerek karşılanır.”

MADDE 7- Aynı Yönetmeliğe 26/B maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Alacağın devri

MADDE 26/C- (1) Katılımcı, bireysel emeklilik sözleşmelerinden kaynaklı devlet katkısı hariç alacağının tamamını veya bir kısmını 26 ncı madde kapsamında fon paylarına ilişkin tedbir, haciz, iflas, rehin ve benzeri her türlü idari ve adli talebe konu sözleşmeler hariç olmak üzere alacağın devri sözleşmesi yoluyla bankalara devredebilir. Bu madde kapsamında devredilen bir sözleşme, mevcut alacağın devri sözleşmesi sonlanmadan başka bir bankaya devredilemez. İşveren grup emeklilik sözleşmeleri devredilemez.

(2) Alacağını bankaya devreden katılımcı, alacağın devri sözleşmesinin yürürlükte bulunduğu süre içinde ilgili sözleşmelerini sonlandıramaz, bireysel emeklilik hesabındaki birikimleri başka şirketlere aktaramaz. Banka tarafından alacağın devri sözleşmesine konu tutarın tahsil edildiği veya ilgili kredi borcunun kapandığı bilgisinin emeklilik gözetim merkezi aracılığıyla şirkete bildirilmesini müteakip alacağın devri sözleşmesi sona erer.

(3) Devredilecek tutar, birikimdeki payı oranında, katılımcının hesabındaki tüm fonlardan nakde dönüştürülerek elde edilir. Şirket, bu işlemi gerçekleştirirken nakde dönüş talimatını verdiği gün itibarıyla geçerli olan birikim ve fon dağılımını esas alır. Devredilecek tutar, Kurul tarafından belirlenen fonlarda yatırıma yönlendirilir ve bu fon paylarına ilişkin katılımcı tarafından işlemde bulunulamaz.

(4) Banka, kredi borcunun muaccel hale gelmesinden otuz gün sonra, kalan borcu devredilen alacaktan tahsil etmek için talepte bulunabilir. Bu durumda kalan borç tutarının ödenmesinde emeklilik sözleşmesinin sonlandırılması suretiyle ilgili borç katılımcıya ödenecek nakit tutarından düşülerek bankaya ödenir.

(5) İkinci fıkrada belirtilen bildirimin yapılmasını müteakip iki iş günü içinde,  üçüncü fıkra kapsamında belirtilen fonlarda yatırıma yönlendirilmiş birikim tutarı nakde dönüştürülerek katılımcının güncel fon dağılım tercihlerine uygun olarak dağıtılır.

(6) Bu madde kapsamında yapılan fon dağılım değişiklikleri için katılımcının fon dağılım değişikliği hakkı kullanılmış sayılmaz.

(7) Emeklilik gözetim merkezi, bu maddenin uygulanmasına yönelik katılımcılar, bankalar, şirketler ve İstanbul Takas ve Saklama Bankası A.Ş. arasındaki işlemlerin ve veri entegrasyonunun gerçekleşmesini sağlayacak elektronik altyapı hizmetini sunar. Bu kapsamdaki hizmetler için emeklilik gözetim merkezi tarafından alınacak hizmet bedelleri emeklilik gözetim merkezi tarafından Kurumun uygun görüşü alınarak belirlenir.

(8) Alacağın devri sözleşmesinin içeriğine ve yedinci fıkra kapsamındaki altyapı hizmetine ilişkin usul ve esaslar Kurumca belirlenir.”

MADDE 8- Bu Yönetmelik yayımı tarihinden 6 ay sonra yürürlüğe girer.

MADDE 9- Bu Yönetmelik hükümlerini Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı yürütür.




Muhtasar ve Prim Hizmet, DV, KDV Beyannamelerinin Verilme Süreleri İle Ödeme Süreleri Uzatıldı

Muhtasar ve Prim Hizmet, DV, KDV Beyannamelerinin Verilme Süreleri İle Ödeme Süreleri Uzatıldı T.C. HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI Gelir İdaresi Başkanlığ..

 

 

Muhtasar ve Prim Hizmet, DV, KDV Beyannamelerinin Verilme Süreleri İle Ödeme Süreleri Uzatıldı

Muhtasar ve Prim Hizmet, DV, KDV Beyannamelerinin Verilme Süreleri İle Ödeme Süreleri Uzatıldı

T.C.

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

VERGİ USUL KANUNU SİRKÜLERİ/152

Konusu: 27 Mart 2023 günü sonuna kadar verilmesi gereken Muhtasar ve Prim Hizmet, Konaklama Vergisi ve Damga Vergisi Beyannameleri ile 28 Mart 2023 günü sonuna kadar verilmesi gereken Katma Değer Vergisi Beyannamelerinin verilme ve ödeme sürelerinin uzatılması.

Tarihi: 27/3/2023

Sayısı: VUK-152/ 2023-3

1. Giriş:

Bakanlığımıza iletilen talepler nedeniyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 28 inci maddesinde yer alan yetkiye dayanılarak; mükellefler tarafından verilmesi gereken Muhtasar ve Prim Hizmet, Konaklama Vergisi, Damga Vergisi ve Katma Değer Vergisi Beyannamelerinin verilme ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme süresinin uzatılması bu Sirkülerin konusunu oluşturmaktadır.

2. Muhtasar ve Prim Hizmet, Konaklama Vergisi, Damga Vergisi ve Katma Değer Vergisi Beyannamelerinin Verilme ve Ödeme Sürelerinin Uzatılması:

Mükellefler tarafından, 27 Mart 2023 günü sonuna kadar verilmesi gereken Muhtasar ve Prim Hizmet, Konaklama Vergisi ve Damga Vergisi Beyannameleri ile 28 Mart 2023 günü sonuna kadar verilmesi gereken Katma Değer Vergisi Beyannamelerinin verilme süreleri ile bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri 31 Mart 2023 Cuma günü sonuna kadar uzatılmıştır.

Duyurulur.

Bekir BAYRAKDAR  

Gelir İdaresi Başkanı

 



Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair 7440 Sayılı Kanun Genel Tebliği (Seri No: 1)

25 Mart 2023 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 32143 Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan: BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA…

 

 

Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair 7440 Sayılı Kanun Genel Tebliği (Seri No: 1)

25 Mart 2023 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32143

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR 7440 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 1)

I- AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR

9/3/2023 tarihli ve 7440 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 12/3/2023 tarihli ve 32130 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmış ve Kanunun bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Bu Tebliğ ile:

– 7440 sayılı Kanunun 9 uncu ve geçici l inci maddelerinin verdiği yetkiye istinaden. Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacakları, il özel idareleri ve belediyeler ile Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarına (YİKOB) ait alacakların yapılandırılması, matrah ve vergi artırımı, işletme kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin 7440 sayılı Kanun hükümlerinin uygulamasına,

– 16/8/1961 tarihli ve 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurt Hizmetleri Kanununun geçici 8 inci maddesinin verdiği yetkiye istinaden, öğrenim ve katkı kredileriyle ilgili gecikme zammı, katsayı. Yİ-ÜFE tutarı gibi alacakların terkinine.

dair usul ve esaslar belirlenmiştir.

Kanunun 1 inci maddesinin ikinci fıkrasının (a), (c). (ç) ve (d) bentlerinde:

– vergi tabirinin. 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergi, resim ve harçları,

– beyanname tabirinin, vergi tarhına esas olan beyanname ve bildirimleri.

– Yİ-ÜFE aylık değişim oranları tabirinin, Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği 31/12/2004 tarihine kadar toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE) aylık değişim oranlarım. 1/1/2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2014 tarihinden itibaren yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranlarım, 1/11/2016 tarihinden itibaren aylık %0,75 oranını (bu Kanunun yayımlandığı ay dâhil).

– geç ödeme zammı tabirinin, bu Kanuna göre ödenmesi gereken tutarlara, ödemede gecikilen her ay ve kesri için 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak zammını.

ifade ettiği hükme bağlanmıştır.

Bu Tebliğde, vergi, beyanname. Yİ-ÜFE aylık değişim oranlan ve geç ödeme zammı tabirleri. 7440 sayılı Kanunda tanımlandığı şekilde kullanılmıştır.

A- HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞINA BAĞLI TAHSİL DAİRELERİNCE TAKİP EDİLEN AMME ALACAKLARI

7440 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1), (2) ve (3) numaralı alt bentlerinde; Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacaklarından Kanun kapsamına alman alacaklar düzenlenmiş, (4) numaralı alt bendinde de işletme kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin düzenlemelerin Kanun kapsamında olduğu hükme bağlanmıştır. Bu hükümler çerçevesinde Kanun kapsamına giren alacaklar, tür ve dönemler itibarıyla aşağıda açıklanmıştır.

1- Alacağın Türü ve Dönemi

a) 213 sayılı Vergi Usul Kanunu Açısından

(1) Alacağın türü

7440 sayılı Kanunun kapsamına, 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergiler ve vergi cezaları ile bunlara bağlı gecikme faizleri, gecikme zamları gibi fer’i alacaklar girmektedir.

(2) Alacağın dönemleri

Kanun kapsamına giren vergiler, vergilendirme dönemleri itibarıyla aşağıda açıklanmıştır.

i) 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde ise bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları Kanun kapsamındadır.

Konuya ilişkin açıklamalar aşağıda yer almaktadır.

– Vergilendirme dönemi 15 gün olan mükellefiyetler

Vergilendirme döneminin bitim tarihi ve beyanname verme süresinin son günü Aralık/2022 ayı ve öncesine rastlayan dönemler kapsama girmekte, dönemin bitim tarihi Aralık/2022 ayma rastlamakla beraber beyanname verme süresinin son günü Ocak/2023 ayma sirayet edenler kapsama girmemektedir.

Örneğin, 1-15 Aralık 2022 vergilendirme dönemine ait petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin özel tüketim vergisinin vergilendirme döneminin bitim tarihi ile beyanname verme süresinin son günü Aralık/2022 ayma rastladığından kapsama girmekte, 16-31 Aralık 2022 vergilendirme dönemi ise dönemin bitim tarihi Aralık/2022 ayında olmakla birlikte beyanname verme süresi Ocak/2023 ayma sirayet ettiğinden kapsama girmemektedir.

Aynı şekilde, 1-15 Aralık 2022 tarihleri arasında noterler tarafından tahsil edilen ve dönemi izleyen 7 nci iş günü mesai saati bitimine kadar ilgili vergi dairesine yatırılması gereken noter harçları kapsama girmekte, buna karşılık 16-31 Aralık 2022 dönemine ilişkin olanlar kapsama girmemektedir.

– Vergilendirme dönemi aylık olarak belirlenen mükellefiyetler

Kasım/2022 vergilendirme dönemi ve önceki dönemler kapsama girmekte, Aralık/2022 vergilendirme dönemi ise kapsama girmemektedir.

Örneğin, Kasım/2022 dönemi katma değer vergisi beyanname verme süresinin son günü Aralık/2022 ayma rastladığından kapsama girmekte, Aralık/2022 dönemi katma değer vergisinin dönemi Aralık/2022 itibarıyla sonlanmakla birlikte beyanname verme süresi Ocak/2023 ayma rastladığından kapsama girmemektedir.

– Vergilendirme dönemi 3 aylık olarak belirlenen mükellefiyetler

Vergilendirme döneminin bitim tarihi ve beyanname verme süresinin son günü Aralık/2022 ayı ve öncesine rastlayan dönemler kapsama girmekte, Aralık/2022 ayından sonraya rastlayanlar kapsama girmemektedir.

Örneğin, 7-8-9/2022 dönemi (3 aylık) gelir (stopaj) vergisi ve katma değer vergisi kapsama girmekte, 10-11-12/2022 dönemine (3 aylık) ilişkin gelir (stopaj) vergisi ve katma değer vergisi kapsama girmemektedir.

Ayrıca, Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinin (aa) alt bendi gereğince gelir ve kurumlar vergisine mahsuben 2022 yılında ödenmesi gereken geçici vergiler (10-11-12/2021 dönemine ait geçici vergi dâhil) Kanun kapsamında değildir.

– Yıllık beyanname ile beyan edilen gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyetleri

Vergilendirme dönemi yıllık olan vergilerde, beyanname verme süresi 31/12/2022 tarihine (bu tarih dâhil) kadar olan vergiler Kanun kapsamındadır. Dolayısıyla, 2021 takvim yılı ve önceki yıllara ilişkin vergilendirme dönemleri Kanun kapsamına girmekte, 2022 takvim yılına ilişkin vergilendirme dönemi ise kapsama girmemektedir.

Özel hesap dönemine tabi olan mükellefler bakımından, özel hesap döneminin sona erdiği tarih ve beyanname verme süresinin son günü 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlar kapsama girmekte, bu tarihten sonra olanlar ise kapsama girmemektedir.

Tasfiye dönemine ilişkin olarak verilmesi gereken beyannamelerden kanuni beyanname verme süresi 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlar kapsama girmektedir. Aynı şekilde 2022 yılı kıst dönemlerine ilişkin olarak 2022 yılı içinde verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinden, beyanname verme süresinin son günü 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlar kapsama girmektedir.

– Veraset ve intikal vergisi mükellefiyetleri

Bu vergi türünde, beyanname verme süresinin son günü 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlar kapsama girmektedir.

– Harç mükellefiyetleri

2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre alınan harçlar genel olarak işlem anında beyanname alınmaksızın tahakkuk ettirilerek tahsil edilmektedir. Bununla birlikte, harçlar da 213 sayılı Kanun hükümlerine göre tarhiyata konu olabilmektedir.

492 sayılı Kanuna göre gayrimenkullerin devir ve iktisap işlemleri nedeniyle ödenmesi gereken harç tutarı ile ilgili olarak devir ve iktisap tarihinden sonra tarhiyat yapılabilmektedir. Bu çerçevede, 31/12/2022 tarihi ve bu tarihten önce gerçekleştirilen devir ve iktisap işlemleri nedeniyle, tarh edilip Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş bulunan ya da ihtilaflı olan alacaklar ile Kanunun yayımı tarihinden önce inceleme ve tarhiyat safhasında bulunan işlemler Kanunun kapsamına girmektedir. Aynı şekilde, 31/12/2022 tarihi ve bu tarihten önce gerçekleştirilen devir ve iktisap işlemleri nedeniyle Kanunun 4 üncü maddesinin onuncu fıkrası kapsamında pişmanlıkla ya da izaha davet kapsamında veya kendiliğinden beyanda bulunulması da mümkündür.

492 sayılı Kanunun 28 inci maddesi uyarınca tahsili gereken karar ve ilam harçları ile aynı Kanunun (8) sayılı tarifesi uyarınca tahsil edilen yıllık harçlardan, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunanlar kapsama girmektedir.

ii) 2022 yılına ilişkin olarak 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları Kanun kapsamındadır.

2022 yılına ilişkin olarak 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi, yıllık harçlar gibi alacaklar Kanun kapsamına girmektedir.

492 sayılı Kanuna bağlı (8) sayılı tarife uyarınca tahsil edilen ve 2022 yılına ilişkin olarak 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden yıllık harçlar kapsama girmektedir.

iii) 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak kesilen vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları Kanun kapsamındadır.

Vergi aslına bağlı olmayan vergi cezalarından 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak kesilenler Kanun kapsamındadır.

Örneğin; Kasım/2022 dönemine ait olup, 31/12/2022 tarihine (bu tarihin resmi tatile rastlaması nedeniyle 2/1/2023 tarihine) kadar (bu tarih dâhil) elektronik ortamda verilmesi gereken mal ve hizmet almalarına ilişkin bildirim formu (Form Ba) ile mal ve hizmet satışlarına ilişkin bildirim formunun (Form Bs) bu tarihte verilmemesine ilişkin tespitler en erken 3/1/2023 tarihinde yapılabileceğinden, bu tespitlere ilişkin vergi aslına bağh olmayan vergi cezaları Kanun kapsamına girmemektedir. Kasım/2022 döneminden önceki dönemlere ait söz konusu bildirimler nedeniyle kesilmesi gereken cezalar ise Kanun kapsamına girmektedir.

Diğer taraftan, vergi aslına bağlı olarak kesilen vergi cezalarında ise verginin ait olduğu dönem dikkate alınarak kapsama girip girmediği tespit edilecektir.

Tamamı İçin Tıklayınız




Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair 7440 Sayılı Kanun Genel Tebliği (Seri No: 2)

25 Mart 2023 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 32143 Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan: BİRİNCİ BÖLÜM Başlangıç Hükümleri Amaç ve ka..

 

 

Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair 7440 Sayılı Kanun Genel Tebliği (Seri No: 2)

25 Mart 2023 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32143

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

BİRİNCİ BÖLÜM

Başlangıç Hükümleri

Amaç ve kapsam

MADDE 1- (1) Bu Tebliğin amacı; 9/3/2023 tarihli ve 7440 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi birinci, yirmi ikinci, yirmi beşinci ve yirmi altıncı fıkralarının uygulamasına dair usul ve esasları düzenlemektir.

Tanımlar

MADDE 2- (1) Bu Tebliğde geçen;

a) Hazine ve Maliye Bakanlığınca mücbir sebep hali ilan edilen yerler: Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa İlleri ile Sivas İlinin Gürün İlçesini,

b) Depremden etkilenenler: Kendisi, eşi, çocuğu veya anne ve babasından;

– Yerleşim yeri 6/2/2023 tarihi itibarıyla mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde bulunanları,

– Yerleşim yeri mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde bulunmamakla birlikte geçici olarak herhangi bir sebeple bu yerlerde bulunanları,

– Deprem nedeniyle; hayatını kaybedenler, yaralananlar ve tedavi görenleri,

– Deprem nedeniyle mal varlığı zarar görenleri,

– Deprem nedeniyle mücbir sebep hali ilan edilen yerlerden diğer yerlere taşınanları,

c) Yerleşim yeri: Bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu, diğer bir ifade ile ikametgah adresinin bulunduğu yeri,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Depremden Etkilenen Hizmet Erbabına Yapılan Ayni ve Nakdi Yardımlarda

Gelir Vergisi ve Damga Vergisi İstisnası

Yasal düzenleme

MADDE 3- (1) 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi birinci fıkrasında;

“(21) 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığınca 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesi kapsamında mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde;

a) Depremden, kendisi, eşi, çocuğu veya anne ve babası etkilenen hizmet erbabına, işverenler tarafından 6/2/2023 ila 31/7/2023 tarihleri arasında (bu tarihler dâhil) mevcut ücret, prim, ikramiye gibi ödemelerine ilave olarak yapılan ayni yardımlar ile toplam tutarı 50.000 Türk lirasını geçmeyen nakdi yardımlar 5510 sayılı Kanuna göre prime esas kazanca dâhil edilmez, bu yardımlar üzerinden 193 sayılı Kanun uyarınca gelir vergisi ve 1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu uyarınca damga vergisi alınmaz.

…” hükmü yer almaktadır.

Ücret sayılan ödemeler

MADDE 4- (1) 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olarak tanımlanmış ve ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının onun mahiyetini değiştirmeyeceği belirtilmiştir. Dolayısıyla, hizmet erbabına ödenen aylık ücret, mesai, prim, ikramiye, gider karşılığı ve sair adlarla yapılan tüm ödemeler ve sağlanan menfaatler de ücret kapsamında değerlendirilmektedir.

İstisnanın kapsamı ve şartları

MADDE 5- (1) 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca; işverenler tarafından 6/2/2023 ila 31/7/2023 tarihleri arasında (bu tarihler dâhil), 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığınca 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 15 inci maddesi kapsamında mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde, kendisi, eşi, çocuğu veya anne ve babası etkilenen hizmet erbabına, mevcut ücret, prim, ikramiye gibi ödemelerine ilave olarak yapılan ayni yardımların tamamı ile toplam tutarı 50.000 Türk lirasını geçmeyen nakdi yardımlar gelir vergisi ve damga vergisinden istisna edilmiştir.

(2) İşverenler tarafından hizmet erbabına bu şekilde yapılan ve ücret olarak kabul edilen ayni ve nakdi yardımların istisna kapsamında değerlendirilebilmesi için söz konusu ayni ve nakdi yardımların;

a) 6/2/2023 ila 31/7/2023 tarihleri arasında (bu tarihler dâhil) yapılması,

b) Hizmet erbabının kendisi, eşi, çocuğu veya anne ve babasının depremden etkilenmiş olması,

c) Nakdi yardım tutarının toplamda 50.000 Türk lirasını aşmaması,

ç) Hizmet erbabının mevcut ücret, prim, ikramiye gibi ödemelerine ilave olarak yapılması,

şarttır.

(3) Ayni yardımlarda, ayni yardımın mahiyetine ve tutarına ilişkin bir sınırlama bulunmamaktadır. Nakdi yardımların toplam tutarının 50.000 Türk lirasını aşması durumunda, aşan tutar ücret olarak vergiye tabi tutulacaktır.

(4) Hizmet erbabına yapılacak ayni ve/veya nakdi yardımın istisna kapsamında değerlendirilebilmesi için hizmet erbabının kendisinin, eşinin, çocuğunun, anne veya babasının depremden etkilenmesi yeterli olup deprem bölgesinde yerleşim yerinin bulunması şartı aranmayacaktır.

(5) Hizmet erbabının mevcut ücret, prim, ikramiye gibi ödemelerine ilave olarak yapılan ayni ve nakdi yardımlara ilişkin ödemeler, ücret bordrosunda gösterilecek ancak bu ödemelerin istisna kapsamına giren kısmı vergi matrahına dahil edilmeyecektir.

(6) Hizmet erbabına yapılan ayni ve/veya nakdi yardım ödemelerinin hizmet erbabının; mevcut ücretine ilave olarak yapılması gerekmekte olup mevcut ücretinde bir artış olmaksızın bu istisnadan yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.

(7) Hizmet erbabına; kendisi, eşi, çocuğu veya anne ve babası için yapılan yardımlar istisna kapsamında olup bunların dışında depremden etkilenen diğer gerçek kişilere yapılan ayni ve nakdi yardımların bu istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

(8) Depremlerde veya bu depremlerdeki yaralanmalara bağlı olarak daha sonraki bir tarihte vefat eden hizmet erbabının eş, çocuk, anne ve babasına işverenler tarafından yapılan yardımlar, ücret sayılmamakta ve gelir vergisi ile damga vergisinin konusuna girmemektedir.

(9) 6/2/2023 tarihi itibarıyla mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde yerleşim yeri bulunan hizmet erbabının kendisi, eşi, çocuğu veya anne ve babası için yapılan ayni ve nakdi yardımların ücret bordrosunda gösterilmesi yeterli olup ayrıca bir belge aranmayacaktır.

(10) Hizmet erbabının kendisi, eşi, çocuğu veya anne ve babasının yerleşim yerinin mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde olmadığı durumlarda ise bunların depremden etkilendiğinin; geçici olarak herhangi bir sebeple bu yerlerde bulunduğuna ilişkin tespitler, ulaşım kayıtları, hastane kayıtları, hasar tespit raporları ve benzeri belgelerle tevsik edilmesi ve bu belgelerin ücret bordrosunun eki olarak muhafaza edilmesi gerekmektedir.

Örnek 1: Kahramanmaraş’ta faaliyet gösteren işveren (A), bu ildeki kendisine ait işyerinde çalışan depremden etkilenen hizmet erbabının her birine mevcut ücretlerine ilave olarak 20/2/2023 tarihinde 20.000 TL nakdi yardım yapmıştır.

İşveren (A)’nın yanında çalışan hizmet erbabının her birine yapmış olduğu 20.000 TL’lik nakdi yardımın tamamı gelir vergisi ve damga vergisinden istisna edilecektir.

Örnek 2: İstanbul’da faaliyet gösteren işveren (B), mücbir sebep hali ilan edilen yerlerdeki şubelerinde çalışan hizmet erbabının her birine mevcut ücretlerine ilave olarak 10/3/2023 tarihinde 30.000 TL nakdi yardım yapmıştır.

İşveren (B)’nin şubelerinde çalışan hizmet erbabının her birine yapmış olduğu 30.000 TL’lik nakdi yardımın tamamı gelir vergisi ve damga vergisinden istisna edilecektir.

Örnek 3: Hizmet erbabı (C)’nin eşi ve çocuğu Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremde yaralanmıştır. Hizmet erbabı (C)’ye işvereni tarafından 15/2/2023 tarihinde mevcut ücretine ilave olarak 50.000 TL nakdi yardım yapılmıştır.

Hizmet erbabının ücretine ilave olarak yapılan 50.000 TL nakdi yardımın tamamı gelir vergisi ve damga vergisinden istisna edilecektir.

Örnek 4: Adıyaman’da çalışan ve 6/2/2023 tarihinde meydana gelen depremde annesi vefat eden hizmet erbabı (Ç)’ye işvereni tarafından, 15/2/2023 tarihinden itibaren mevcut ücretine ilave olarak 15/7/2023 tarihine kadar her ay 10.000 TL nakdi yardım yapılmaktadır.

İşvereni tarafından hizmet erbabı (Ç)’ye yapılacak toplam 60.000 TL nakdi yardım tutarının 50.000 TL’lik kısmı ilgili olduğu aylar itibarıyla istisna kapsamında değerlendirilecek olup söz konusu nakdi yardımın 15/7/2023 tarihinde yapılan 10.000 TL tutarındaki kısmı ise ücret olarak vergiye tabi tutulacaktır.

Örnek 5: İstanbul’da faaliyet gösteren işveren (D)’nin yanında çalışan hizmet erbabı (E)’nin, Malatya’da ikamet eden anne ve babası depremden etkilenmiştir.

İşveren (D) tarafından, anne ve babası depremden etkilenen hizmet erbabı (E)’ye 45.000 TL nakdi yardımda bulunulmuş, ayrıca hizmet erbabı (E)’nin İstanbul’a taşınan anne ve babası için 100.000 TL değerinde ev eşyası satın alınmış ve kendilerine teslim edilmiştir.

Hizmet erbabının ücretine ilave olarak yapılan 45.000 TL nakdi yardım ile ayni olarak yapılan 100.000 TL’lik yardımın tamamı gelir vergisi ve damga vergisinden istisna edilecektir.

Örnek 6: Ankara’da faaliyet gösteren işveren (F)’nin yanında çalışan hizmet erbabı (G)’nin, Hatay’da ikamet eden eşi ve çocuğu depremden etkilenmiştir.

İşveren (F), hizmet erbabı (G)’nin depremden etkilenen eşi ve çocuğunun Ankara’ya taşınması için 35.000 TL tutarındaki nakliye ücretini karşılamıştır.

İşveren (F) tarafından karşılanan ve 50.000 TL’yi geçmeyen nakliye ücretinin tamamı gelir vergisi ve damga vergisinden istisna edilecektir.

Örnek 7: Konya’da faaliyet gösteren işveren (H)’nin yanında çalışan hizmet erbabı (I)’nın, Osmaniye’de ikamet eden anne ve babasının oturdukları ev depremde kullanılamaz hale gelmiştir.

İşveren (H), hizmet erbabı (I)’nın depremden etkilenen anne ve babasının ikameti için hizmet erbabı adına Konya İlinde bir ev satın almış ve kendilerine teslim etmiştir.

İşveren (H) tarafından hizmet erbabı (I)’nın depremden etkilenen anne ve babasının kullanımı için satın alınan evin bedelinin tamamı gelir vergisi ve damga vergisinden istisna edilecektir.

Örnek 8: Adana’da faaliyet gösteren işveren (İ), yanında çalışan ve depremde ailesi ile birlikte oturdukları evleri yıkılan hizmet erbabı (J)’nin ailesi ile beraber ikamet etmeleri için kiraladıkları konutun aylık 8.000 TL tutarındaki kirasını ödemektedir.

İşveren (İ) tarafından 31/7/2023 tarihine kadar ödenen kira tutarlarının toplamı 50.000 TL’yi aşmamak kaydıyla gelir vergisi ve damga vergisinden istisna olacaktır. Aşan kısım ile 31/7/2023 tarihinden sonra ödenen kira bedelleri ise ücret olarak vergiye tabi tutulacaktır.

Örnek 9: İşveren (K) tarafından Hatay’da depremde vefat eden hizmet erbabı (L)’nin eşi ve çocuklarına 100.000 TL nakdi yardım yapılmıştır.

İşveren (K) tarafından yapılan yardım, ücret sayılmadığından ve gelir vergisinin konusuna girmediğinden, gelir vergisi ve damga vergisine tabi olmayacaktır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Depremden Etkilenenlerin Bedelsiz Kullanımına Bırakılan Konutlarda

Emsal Kira Bedeli Esasının Uygulanmaması

Yasal düzenleme

MADDE 6- (1) 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi birinci fıkrasında;

“(21) 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığınca 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesi kapsamında mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde;

b) 6/2/2023 tarihi itibarıyla yerleşim yeri bulunan gerçek kişilerin, ikamet etmeleri amacıyla bedelsiz kullanımına bırakılan konutlara ilişkin olarak 2023 yılı gelirlerine uygulanmak üzere 193 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinde belirtilen emsal kira bedeli esası uygulanmaz.

…” hükmü yer almaktadır.

Emsal kira bedeli esası

MADDE 7- (1) Kiraya verilen mal ve hakların kira bedellerinin emsal kira bedelinden düşük olamayacağı, bedelsiz olarak başkalarının intifaına bırakılan mal ve hakların emsal kira bedelinin bu mal ve hakların kirası sayılacağı ve emsal kira bedelinin nasıl belirleneceği hususları 193 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinde hüküm altına alınmıştır.

(2) Bina ve arazide emsal kira bedeli, yetkili özel mercilerce veya mahkemelerce takdir veya tespit edilmiş kirası, bu suretle takdir veya tespit edilmiş kira mevcut değilse 213 sayılı Kanuna göre belirlenen vergi değerinin % 5’idir.

(3) Boş kalan gayrimenkullerin muhafazaları maksadı ile bedelsiz olarak başkalarının ikametine bırakılması ve binaların mal sahiplerinin usul, füru veya kardeşlerinin ikametine tahsis edilmesi gibi 193 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinde sayılan durumlar dışında, konutların bedelsiz olarak başkasının kullanımına bırakılması halinde emsal kira bedeli esası uygulanmakta ve bu esasa göre hesaplanan tutarın 193 sayılı Kanunun 21 inci maddesinde yer alan istisna tutarını aşması durumunda da yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

Depremden etkilenenlerin bedelsiz kullanımına bırakılan konutlarda emsal kira bedeli esasının uygulanmaması

MADDE 8- (1) 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca; Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığınca mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde; 6/2/2023 tarihi itibarıyla yerleşim yeri bulunan gerçek kişilerin, ikamet etmeleri amacıyla bedelsiz kullanımına bırakılan konutlara ilişkin olarak 2023 yılı için emsal kira bedeli esası uygulanmayacaktır.

(2) Düzenlemeden yararlanılabilmesi için konutların;

a) Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde 6/2/2023 tarihi itibarıyla yerleşim yeri bulunan gerçek kişilerin ikamet etmeleri amacıyla bedelsiz olarak kullanımına bırakılması,

b) Depremden etkilenen gerçek kişilerin ikametine 6/2/2023 tarihinden itibaren tahsis edilmesi,

gerekmektedir.

(3) Düzenlemeden, Hazine ve Maliye Bakanlığınca mücbir sebep hali ilan edilen yerler ile diğer yerlerde bulunan konutların ikametgah amacıyla bedelsiz olarak depremden etkilenenlerin kullanımına bırakılması durumunda yararlanılabilecektir.

(4) Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle Devlet tarafından depremden etkilenenlere yönelik sağlanan barınma, kira, taşınma ve benzeri yardımların alınıyor olması, düzenlemeden yararlanmaya engel teşkil etmeyecektir.

(5) Düzenleme, yalnızca 2023 takvim yılında bedelsiz kullanıma bırakılan süre için geçerlidir.

Örnek 1: 6/2/2023 tarihi itibarıyla yerleşim yeri Hatay’da bulunan (A)’nın konutu deprem nedeniyle zarar görmüş olup gerçek kişi (B) Ankara’da bulunan ve yılın başından itibaren boş olan konutunu 1/3/2023 tarihinden itibaren bedelsiz olarak (A)’nın ikametine tahsis etmiştir.

Bu durumda (A)’nın ikametine bedelsiz tahsis edilen konuta ilişkin olarak 2023 yılı için emsal kira bedeli esası uygulanmayacak ve (B) tarafından da bu konut için emsal kira bedeli uygulanmayacağından yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmesi söz konusu olmayacaktır.

Örnek 2: 6/2/2023 tarihi itibarıyla yerleşim yeri Adıyaman’da bulunan (C)’nin konutu yaşanan deprem felaketi nedeniyle ağır hasar görmüş olup gayrimenkul sermaye iradı mükellefi olan (D), Elazığ’da bulunan ve yılın başından itibaren boş olan konutunu 15/3/2023 tarihinden itibaren bedelsiz olarak (C)’nin ikametine tahsis etmiştir.

Bu durumda (C)’nin ikametine bedelsiz tahsis edilen konuta ilişkin olarak 2023 yılı için emsal kira bedeli esası uygulanmayacak ve (D) tarafından da bu konut için emsal kira bedeli uygulanmayacağından yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmesi söz konusu olmayacaktır.

Örnek 3: Serbest meslek erbabı (E), Elazığ’da bulunan ve yılın başından itibaren boş olan konutunu bedelsiz olarak 6/2/2023 tarihi itibarıyla yerleşim yeri Adıyaman’da bulunan ve depremden etkilenen (F)’nin ikametine 15/4/2023 tarihi itibarıyla tahsis etmiştir.

Bu durumda (F)’nin ikametine bedelsiz tahsis edilen konuta ilişkin olarak 2023 yılı için emsal kira bedeli esası uygulanmayacak ve (E) tarafından sadece serbest meslek kazancı nedeni ile yıllık gelir vergisi beyannamesi verilecektir.

Örnek 4: Gayrimenkul sermaye iradı mükellefi (G), İstanbul’da bulunan ve 2023 yılında aylık 15.000 TL kira elde ettiği konutunu, 1/4/2023 tarihinde bedelsiz olarak 6/2/2023 tarihi itibarıyla yerleşim yeri Adıyaman’da bulunan ve deprem felaketi nedeniyle İstanbul’a taşınmış olan (H)’nin ikametine tahsis etmiştir.

Bu durumda (H)’nin ikametine bedelsiz tahsis edilen konuta ilişkin olarak 1/4/2023 tarihinden itibaren 2023 yılı sonuna kadar bedelsiz olarak kullanıldığı süre için emsal kira bedeli esası uygulanmayacaktır. Ancak, (G) tarafından bu konuta ilişkin Ocak ila Mart 2023 aylarında elde edilen kira geliri için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilecektir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Depremde Vefat Edenlerin Mirasçılarına Tüzel Kişiliği Haiz Emekli Sandıkları,

Yardım Sandıkları ile Sigorta ve Emeklilik Şirketleri Tarafından ve Bireysel

Emeklilik Sisteminden Yapılan Ödemeler

Yasal düzenleme

MADDE 9- (1) 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi birinci fıkrasında;

“(21) 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığınca 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesi kapsamında mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde;

c) Depremlerde veya bu depremlerdeki yaralanmalara bağlı olarak daha sonraki tarihlerde vefat edenlerin mirasçılarına, tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile sigorta ve emeklilik şirketleri tarafından ve bireysel emeklilik sisteminden, 6/2/2023 tarihinden itibaren yapılan ve 193 sayılı Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (15) ve (16) numaralı bentlerinde sayılan menkul sermaye iradı kapsamındaki ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmaz.

…” hükmü yer almaktadır.

Tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile sigorta ve emeklilik şirketleri tarafından ve bireysel emeklilik sisteminden yapılan ödemelerde tevkifat uygulaması

MADDE 10- (1) Bireysel emeklilik sisteminden elde edilen gelirler ile benzeri nitelikteki birikimli şahıs sigortaları kapsamında elde edilen gelirler, 193 sayılı Kanunun 75 inci maddesinde menkul sermaye iradı olarak tanımlanmıştır.

(2) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesi uyarınca, tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile sigorta ve emeklilik şirketleri tarafından Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (15) numaralı bendinin;

a) (a) alt bendi kapsamında on yıldan az süreyle prim veya aidat ödeyerek ayrılanlara ödenen irat tutarları,

b) (b) alt bendi kapsamında on yıl süreyle prim veya aidat ödeyerek ayrılanlar ile vefat, maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara ödenen irat tutarları, üzerinden 12/1/2009 tarihli ve 2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında belirlenen oranlarda gelir vergisi tevkifatı yapılmaktadır.

(Gelir Vergisi Kanunun 94. Maddesinde Yer Alan Kesinti Oranları (GVK md.94 – alomaliye.com)

(3) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesi uyarınca bireysel emeklilik sisteminden Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (16) numaralı bendinin;

a) (a) alt bendi kapsamında on yıldan az süreyle katkı payı ödeyerek ayrılanlar ile bu süre içinde kısmen ödeme alanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarı,

b) (b) alt bendi kapsamında on yıl süreyle katkı payı ödemiş olmakla birlikte emeklilik hakkı kazanmadan ayrılanlar ile bu süre içinde kısmen ödeme alanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarı,

c) (c) alt bendi kapsamında da emeklilik hakkı kazananlar ile bu sistemden vefat, maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarı,

üzerinden 12/1/2009 tarihli ve 2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında belirlenen oranlarda gelir vergisi tevkifatı yapılmaktadır.

(4) Tevkifat, söz konusu menkul sermaye iratları için nihai vergi niteliğinde olup 193 sayılı Kanunun 86 ncı maddesine göre bu gelirler için yıllık beyanname verilmemekte, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmemektedir.

Deprem nedeniyle vefat edenlerin mirasçılarına yapılan ödemelerde tevkifat uygulaması

MADDE 11- (1) Depremlerde veya bu depremlerdeki yaralanmalara bağlı olarak daha sonraki tarihlerde vefat edenlerin mirasçılarına, tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile sigorta ve emeklilik şirketleri tarafından ve bireysel emeklilik sisteminden 193 sayılı Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (15) numaralı bendinin (b) alt bendi ve (16) numaralı bendinin (c) alt bendi kapsamında yapılan ödemeler üzerinden Kanunun 94 üncü maddesi kapsamında gelir vergisi tevkifatı yapılmayacaktır.

(2) Söz konusu uygulama 6/2/2023 tarihinden itibaren yapılan ödemeler için geçerli olacaktır.

(3) Tevkifat kapsamı dışında olan bu ödemeler için yıllık beyanname verilmeyecek, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmeyecektir.

Örnek 1: Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle vefat eden (A)’nın 1/10/2016 tarihinde akdetmiş olduğu bireysel emeklilik sözleşmesi bulunmaktadır. (A)’nın depremden dolayı vefat etmesi nedeniyle, mirasçı (B)’ye bireysel emeklilik sisteminden ödenen 50.000 TL irat tutarı üzerinden ilgili şirket tarafından gelir vergisi tevkifatı yapılmayacaktır. Mirasçı (B) tarafından da elde edilen bu gelir için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecektir.

Örnek 2: 1/2/2013 tarihinde akdedilmiş hayat sigortası poliçesi bulunan (C) deprem nedeniyle yaralanmış ve hastanede vefat etmiştir. Vefat sonrası (C)’nin mirasçılarına ödenen 80.000 TL irat tutarı üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmayacaktır. Mirasçılar tarafından da bu gelirler için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecektir.

BEŞİNCİ BÖLÜM

Veraset ve İntikal Vergisi İstisnası

Yasal düzenleme

MADDE 12- (1) 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi birinci fıkrasında;

“(21) 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığınca 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesi kapsamında mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde;

ç) Depremlerde veya bu depremlerdeki yaralanmalara bağlı olarak daha sonraki tarihlerde vefat edenlerin mirasçılarına veraset yoluyla intikal eden mallar ile vefat eden hizmet erbabının eş, çocuk, anne ve babasına işverenler tarafından 6/2/2023 ila 31/7/2023 tarihleri arasında (bu tarihler dâhil) yapılan yardımlar veraset ve intikal vergisinden müstesnadır. Bu intikaller nedeniyle veraset ve intikal vergisi beyannamesi verilmez, ilişik kesme belgesi aranmaz.

…” hükmü yer almaktadır.

İstisnanın kapsamı ve şartları

MADDE 13- (1) 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi birinci fıkrasının (ç) bendi ile 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde, depremler nedeniyle veya bu depremlerdeki yaralanmalara bağlı olarak sonradan vefat edenlerden veraset yolu ile intikal eden mallar ile bu şekilde vefat eden hizmet erbabının eş, çocuk, anne ve babasına işverenleri tarafından 6/2/2023 ila 31/7/2023 tarihleri arasında (bu tarihler dâhil) yapılan yardımlar veraset ve intikal vergisinden istisna edilmiştir.

(2) 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 2 nci maddesine göre mal tabiri, mülkiyete mevzu olabilen menkul ve gayrimenkul şeylerle mameleke girebilen sair bütün hak ve alacakları ifade etmektedir.

(3) Buna göre, söz konusu depremlerde veya bu depremlerdeki yaralanmalara bağlı olarak sonradan,

– Vefat edenlerin mirasçılarına veraset yoluyla intikal eden mallar,

– Vefat eden hizmet erbabının eş, çocuk, anne ve babasına, hizmet erbabının işvereni tarafından 6/2/2023 ila 31/7/2023 tarihleri arasında (bu tarihler dâhil) yapılan yardımlar

dolayısıyla veraset ve intikal vergisi aranılmayacaktır. Ayrıca bu intikallere ilişkin olarak veraset ve intikal vergisi beyannamesi verilmeyecek ve yapılacak işlemlerde ilgili kurumlar tarafından ilişik kesme belgesi aranılmayacaktır.

(4) İstisnanın uygulanabilmesi açısından murisin, mirasçıların, hizmet erbabı ile hizmet erbabının eş, çocuk, anne ve babasının deprem bölgesinde ikamet etme şartı bulunmamakta olup, ikametgahları nerede olursa olsun ölümün depremlerde veya depremlerdeki yaralanmalara bağlı olarak sonradan meydana gelmesi istisna uygulaması için yeterli olacaktır.

(5) Mükelleflerin, ölümün depremden kaynaklanan nedenlere bağlı olduğuna dair ilgili kurumlardan alacakları rapor veya tevsik edici bir belge ile birlikte intikal eden malların kendilerine verilmesi/adlarına tescil edilmesi ya da devir ve ferağı talebiyle ilgili kurumlara başvurmaları durumunda veraset ve intikal vergisi ilişik kesme belgesi aranılmayacaktır. Kanunun yayımı tarihinden önce bu depremler nedeniyle meydana gelen ölümler için, tutulan resmî kayıtlar esas alınacaktır.

(6) Diğer taraftan, belirtilen tarihte meydana gelen depremler nedeniyle veya depreme bağlı olarak sonradan vefat edenlerden veraset yoluyla intikal eden mallar ya da bu şekilde vefat eden hizmet erbabının eş, çocuk, anne ve babasına yapılan yardımlarla ilgili olarak bu Kanunun yayımı tarihinden önce beyanname vermek suretiyle adlarına veraset ve intikal vergisi tahakkuk ettirilenlerin talep etmeleri halinde, tahakkuk eden vergiler tahakkuktan terkin edilecek, ödenmiş olan vergiler ise iade edilecektir. Ayrıca, mükelleflerce beyanname verilmemiş olması nedeniyle 7338 sayılı Kanunun 17 nci maddesi gereğince ilgili kurumlarca kesilerek vergi dairesine yatırılan tutarlar da mükelleflerin talebine istinaden iade edilecektir.

Örnek 1: Hatay’da ikamet eden (A), 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler nedeniyle hayatını kaybetmiştir. (A)’nın sahibi olduğu 2 adet daire, 1 adet arsa, 1 adet otomobil ile bankadaki paranın mirasçılarına intikali veraset ve intikal vergisinden istisna tutulacaktır.

Mirasçılar, (A)’dan intikal eden mallar nedeniyle veraset ve intikal vergisi beyannamesi vermeyecek olup, (A)’nın ölümünün 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerden kaynaklandığını gösteren ilgili kurumlardan alacakları rapor veya tevsik edici bir belge ile birlikte para için bankaya, otomobil ve taşınmaz mallar için ilgili tescil kuruluşuna başvurmaları halinde, paranın kendilerine ödenmesi, otomobil ve taşınmazların kendi adlarına tescili veya üçüncü kişilere devri işlemlerinde veraset ve intikal vergisi ilişik kesme belgesi aranılmayacaktır.

Örnek 2: Ankara’da ikamet eden hizmet erbabı (B), işvereni tarafından geçici görevli olarak gönderildiği Adıyaman’da bulunmakta iken 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler nedeniyle hayatını kaybetmiştir. (B)’nin işvereni, vefat eden çalışanının eşi ve çocuğunun her birine ayrı ayrı 15/2/2023 tarihinden başlayarak her ayın 15’inde ödenmek üzere 12 ay boyunca 30.000 TL yardım yapacaktır.

Muris (B)’nin işvereni tarafından eşi ve çocuğuna 6/2/2023 ila 31/7/2023 tarihleri arasında yapılacak yardımlar veraset ve intikal vergisinden istisna olacağı için bu yardımlar nedeniyle beyanname verilmeyecek ve ilişik kesme belgesi aranılmayacaktır. 31/7/2023 tarihinden sonra yapılan yardımlar ise 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi birinci fıkrasının (ç) bendi kapsamındaki söz konusu istisnadan yararlanamayacak ve genel hükümler kapsamında beyana konu edilecektir. Bununla birlikte, nakdi yardım kapsamında eş ve çocuğa 31/7/2023 tarihinden sonra yapılan her bir ödeme için, 7338 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamındaki istisnadan (2023 yılı için 23.387-TL) eş ve çocuğu ayrı ayrı yararlanabilecek olup, söz konusu istisna tutarını aşan kısım için ise veraset ve intikal vergisi aranılacaktır.

Örnek 3: 6/2/2023 tarihinde meydana gelen depremlerde hayatını kaybeden (C)’nin bankada bulunan parası mirasçıları (D) ve (E)’ye intikal etmiş, 7440 sayılı Kanunun yayımı tarihinden önce (D), kendi payına düşen tutarı veraset ve intikal vergisi beyannamesi ile beyan ederek tahakkuk eden vergiyi ödemiş ve ilişik kesme belgesini alarak bankadaki paranın kendi miras payına isabet eden kısmını bankadan çekmiştir. (E) ise veraset ve intikal vergisi beyannamesi vermeksizin kendi miras payını almak istemiş, bunun üzerine banka tarafından Kanunun yayımı tarihinden önce 7338 sayılı Kanunun 17 nci maddesine göre %5 tevkifat yapıldıktan sonra kalan kısmı kendisine verilmiş, kesilen tutar ilgili vergi dairesine yatırılmıştır.

Depremde hayatını kaybeden (C)’den intikal eden para 7440 sayılı Kanun gereğince veraset ve intikal vergisinden istisna bulunmakla birlikte, mirasçılarca söz konusu Kanunun yayımı tarihinden önce verilen beyannameye istinaden ödenen vergi ile beyanname verilmemiş ve dolayısıyla ilişik kesme belgesi alınmamış olması nedeniyle ilgili banka tarafından kesilerek vergi dairesine yatırılan vergi, mükelleflerce ölümün depremden kaynaklanan nedenlere bağlı olduğuna dair ilgili kurumlardan alacakları rapor veya tevsik edici bir belge ile birlikte ödemenin yapıldığı vergi dairesine başvurulması durumunda iade edilecektir.

ALTINCI BÖLÜM

Mükelleflerin Tutulması Zorunlu Defterleri ile Kullanmak Mecburiyetinde

Bulunduğu Belgelerinin Depremlerde Zayi Olması

Yasal düzenleme

MADDE 14- (1) 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi ikinci fıkrasında aşağıdaki düzenleme yapılmıştır.

“(22) 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa ve 213 sayılı Kanuna göre tutulması ve tasdiki zorunlu defterleri ile kullanmak mecburiyetinde bulunduğu belgeleri 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle zayi olan mükellefler, durumu öğrendiği tarihten itibaren 31/7/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil) yetkili mahkemeden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Mahkeme bu talebi ivedilikle görüşür ve gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Ancak bu yerlerde bulunan mükellefin il veya ilçe idare kurullarından defter ve belgelerinin zayi olduğuna ilişkin olarak alacağı belge de yetkili mahkemeden alınmış belge hükmündedir. Böyle bir belge almamış olan mükellef, defterlerini ve belgelerini ibrazdan kaçınmış sayılır. Defter veya belgelerinin iş yerinde veya 3568 sayılı Kanun uyarınca yetkili meslek mensubunun faaliyetlerini yürüttüğü yerde zayi olduğunu beyan eden mükellef, ilgili mahkemeye veya il/ilçe idare kuruluna başvurduğunu gösteren belge ile yeni defterlerin açılış onayını notere yaptırabilir. Şu kadar ki ilgili mahkeme veya kurullarca defter ve belgelerin zayi olmadığına karar verilmesi halinde mükellef, defter ve belgelerini ibrazdan kaçınmış sayılır. Bu fıkra kapsamında yapılan yeni defterlerin tasdiki işleminden 492 sayılı Kanun hükümlerine göre noter harcı, 18/1/1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununa göre her ne adla olursa olsun noterlik ücreti alınmaz. 6102 sayılı Kanun ve 213 sayılı Kanun kapsamında tutulması ve tasdiki zorunlu olup elektronik ortamda tutulan defterlerden, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından muhafaza edilen ya da muhafaza edilmek üzere anılan Bakanlığa elektronik ortamda iletilen defterler bakımından bu madde hükümleri uygulanmaz. Mükelleflerin talebine istinaden bu defterlerin teslimine ilişkin usul ve esaslar, Ticaret Bakanlığının görüşü alınarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.”

Defter ve belgeleri depremler nedeniyle zayi olan mükelleflerin yapacakları işlemler

MADDE 15- (1) Yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi tabii afet nedeniyle defter ve belgeleri zayi olan mükelleflerin, durumu 6102 sayılı Kanunun 82 nci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca yetkili mahkeme kararı ile belgelemeleri gerekmektedir. Ancak bu hükmün uygulanmasıyla ilgili olarak 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi ikinci fıkrası uyarınca 6/2/2023 tarihinde vuku bulan depremlerde;

a) 6102 sayılı Kanuna ve 213 sayılı Kanuna göre tutulması ve tasdiki zorunlu defterleri ile kullanmak mecburiyetinde bulunduğu belgelerini kaybeden mükellefler, durumu öğrendikleri tarihten itibaren 31/7/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil) yetkili mahkemeden kendilerine bu durumu tespit eden bir belge verilmesini isteyebileceklerdir. Böyle bir belge almamış olan mükellef, defterlerini ve belgelerini ibrazdan kaçınmış sayılacaktır.

b) Tabii afete uğrayan yerlerde bulunan mükellefler, defter ve belgelerinin zayi olduğuna ilişkin belgeyi dilerlerse il veya ilçe idare kurullarından da alabileceklerdir. Bu şekilde alınan belgeler de yetkili mahkemeden alınmış belge sayılacaktır.

(2) Defterlerinin işyerinde veya 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca yetkili meslek mensubunun faaliyetlerini yürüttüğü yerde zayi olduğunu beyan eden mükellef, ilgili mahkemeye veya il/ilçe idare kuruluna başvurduğunu gösteren belge ile yeni defterlerin açılış onayını/tasdikini notere yaptırabilecektir.

(3) Deprem nedeniyle defterleri zayi olan mükellefler, söz konusu defterlerini kullanmaya başlamadan önce ve her halükarda mücbir sebebin sona erdiği tarihten itibaren en geç 15 gün içinde yeni defter tasdik ettirerek bu defterleri tutacaklardır.

(4) Bu kapsamda yapılan yeni defterlerin tasdiki işleminden, 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (2) sayılı tarife hükümlerine göre noter harcı, 18/1/1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununa göre her ne adla olursa olsun noterlik ücreti alınmayacaktır.

Elektronik ortamda tutulan defterleri depremler nedeniyle zayi olan mükelleflerin yapacakları işlemler

MADDE 16– (1) 213 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Kanun kapsamında tutulması ve tasdiki zorunlu olup elektronik ortamda tutulan defterlerden, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından muhafaza edilen ya da muhafaza edilmek üzere anılan Bakanlığa elektronik ortamda iletilen defterler bakımından 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi ikinci fıkrası ve bu Tebliğin 15 inci maddesi hükümleri uygulanmayacak, söz konusu defterler için bu maddede yer alan açıklamalar uyarınca işlem yapılacaktır.

(2) 17/12/2017 tarihli ve 30273 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No:486)’nde uygulama usul ve esasları belirlenen ve kayıtların elektronik ortamda tutulmasına, defterlerin bu kayıtlardan hareketle elektronik ortamda oluşturulması ve saklanmasına imkân veren Defter-Beyan Sistemini (Sistem) serbest meslek erbapları (serbest meslek kazanç defteri yanında işletme hesabı esasına göre defter tutanlar dâhil) 1/1/2018, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ile noterler ve noterlik görevini ifa ile mükellef olanlar 1/1/2019 tarihinden itibaren kullanmaktadır.

Mezkûr Genel Tebliğin 9 uncu maddesi kapsamında, işletme defteri, çiftçi işletme defteri, serbest meslek kazanç defteri, amortisman defteri ile damga vergisi defteri Sistem bünyesinde elektronik ortamda tutulmakta olup, söz konusu Genel Tebliğin 10 uncu maddesi uyarınca Sistem üzerinden tutulan defter ve kayıtların muhafaza yükümlülüğü 213 sayılı Kanunda belirtilen muhafaza süresi boyunca Gelir İdaresi Başkanlığına, yetkili makamlara ibraz yükümlülüğü ise mükellefe aittir.

Serbest meslek erbaplarının (serbest meslek kazanç defteri yanında işletme hesabı esasına göre defter tutanlar dâhil) 2018 ve sonraki yıllara, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ile noterler ve noterlik görevini ifa ile mükellef olanların ise 2019 ve sonraki yıllara ait olup Sisteme kaydedilen kayıt ve defterleri Gelir İdaresi Başkanlığı sistemlerinde yer almakta olup, bu mükelleflerden depremden etkilenenlere ilişkin olarak Sistemde elektronik ortamda tutulan kayıtlar ile defterlere bahse konu Genel Tebliğin 13 üncü maddesinde yer alan açıklamalar çerçevesinde ulaşılabilecektir.

Mezkûr Genel Tebliğin 10 uncu maddesi uyarınca, söz konusu mükelleflerin bağlı oldukları vergi dairesinden onaylı olarak alınmayan defter ve kayıtların hukuki geçerliği bulunmadığından, bu mükellefler, yetkili makamlara ibraz edilmek üzere Sistemi kullanmaya başladıkları yıl ve sonrasına ait Sistemde elektronik ortamda tutulan kayıtlar ile defterlerin onaylı kâğıt ortamındaki hallerini bağlı oldukları vergi dairesinden talep ederek temin edebileceklerdir.

(3) 213 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Kanuna göre tutulması zorunlu olan defterlerin elektronik ortamda oluşturulması, kaydedilmesi, muhafazası ve ibrazına ilişkin usul ve esaslar 13/12/2011 tarihli ve 28141 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektronik Defter Genel Tebliği (Sıra No:1) ile belirlenmiş olup, yevmiye defteri ile defteri kebir söz konusu usul ve esaslar çerçevesinde elektronik ortamda oluşturulmakta, kaydedilmekte ve muhafaza edilmektedir.

Mezkûr Genel Tebliğin;

– “4.3.3.” numaralı kısmında, “e-Defter tutma sürecinde hesap döneminin ilk ayına ait beratın alınması açılış onayı, son ayına ait beratın alınması kapanış onayı, diğer aylara ait beratların alınması ise ilgili aylara ait defterlerin noter onayı yerine geçer.”,

– “4.4.1.” numaralı kısmının (e) bendinde, “e-Defter dosyaları ile bunlara ilişkin berat dosyalarının ikincil kopyalarının, gizliliği ve güvenliği sağlanacak şekilde e-Defter saklama hizmeti yönünden teknik yeterliliğe sahip ve Başkanlıktan bu hususta izin alan özel entegratörlerin bilgi işlem sistemlerinde ya da Başkanlığın bilgi işlem sistemlerinde 1/1/2020 tarihinden itibaren asgari 10 yıl süre ile muhafaza edilmesi zorunludur.”,

– “7.1.” numaralı kısmında, “e-Defter tutanlar, Vergi Usul Kanununda belirtilen “Mücbir Sebep” halleri nedeniyle e-Defter veya beratlarına ait kayıtlarının bozulması, silinmesi, zarar görmesi veya işlem görememesi ve e-Defter ve berat dosyalarının muhafaza edildiği e-Defter saklama hizmeti veren özel entegratör kuruluşlardan veya Başkanlıktan ikincil örneklerinin temin edilemediği hallerde, söz konusu durumların öğrenilmesinden itibaren tevsik edici bilgi ve belgeleri ile birlikte 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yetkili mahkemesine başvurarak kendisine bir zayi belgesi verilmesini istemelidir. Mahkemeden zayi belgesinin temin edilmesini müteakip, zayi belgesi ile birlikte durumun Başkanlığa yazılı olarak bildirilmesi ve Başkanlık tarafından istenilen bilgi ve belgelerin (talep edilecek bilgi ve belgeler e-Defter Uygulama Kılavuzunda açıklanır) ibraz edilmesi halinde, mükelleflerin zayi olan e-Defter kayıtlarının yeniden oluşturulması ve bunlara ait yeni oluşturulan e-Defter ve berat dosyalarının e-Defter uygulaması aracılığı ile Başkanlık sistemine yeniden yüklenmesi için Başkanlık tarafından yazılı izin verilir.”

ifadelerine yer verilmiştir.

e-Defter uygulamasına dahil olup 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi ikinci fıkrası uyarınca 6/2/2023 tarihinde vuku bulan depremlerde e-Defter (yevmiye defteri ve defteri kebir) dosyaları zayi olan mükelleflerden 2020/Ocak ila 2023/Ocak aylarına (bu aylar dâhil) ilişkin e-Defter dosyaları ile bunlara ilişkin berat dosyalarının ikincil kopyalarını muhafaza edilmek üzere Gelir İdaresi Başkanlığı bilgi işlem sistemlerine iletenler, söz konusu e-Defter dosyaları ile bunlara ilişkin berat dosyalarını, zayi belgesi aranmaksızın, www.edefter.gov.tr adresinde yayımlanan e-Defter Uygulama Kılavuzunda açıklanan usullere uygun olarak e-Defter uygulaması üzerinden 31/7/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil) indirebileceklerdir.

e-Defter uygulamasına dahil olup 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi ikinci fıkrası uyarınca 6/2/2023 tarihinde vuku bulan depremlerde e-Defter (yevmiye defteri ve defteri kebir) dosyaları zayi olan mükellefler, e-Defter uygulamasına dahil oldukları hesap döneminin ilk ayı ila 2019/Aralık ayına (bu aylar dâhil) ve 2020/Ocak ila 2023/Ocak aylarına (bu aylar dâhil) ait olan ancak mezkur Genel Tebliğin “4.4.1.” numaralı kısmının (e) bendi kapsamında muhafaza edilmek üzere Gelir İdaresi Başkanlığı bilgi işlem sistemlerine iletilmeyen aylara ait e-Defter dosyalarına ilişkin olarak, durumu öğrendikleri tarihten itibaren 31/7/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil) yetkili mahkemeden kendilerine bu durumu tespit eden bir belge verilmesini isteyebileceklerdir. Böyle bir belge almamış olan mükellef, defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılacaktır. Söz konusu mükellefler, bahse konu e-Defter dosyalarının zayi olduğuna ilişkin belgeyi dilerlerse il veya ilçe idare kurullarından da alabileceklerdir. Bu şekilde alınan belgeler de yetkili mahkemeden alınmış belge sayılacaktır.

Zayi belgesinin temin edilmesini müteakip, zayi belgesi ile birlikte durumun Başkanlığa yazılı olarak bildirilmesi ve Başkanlık tarafından istenilen bilgi ve belgelerin (talep edilecek bilgi ve belgeler e-Defter Uygulama Kılavuzunda açıklanır) ibraz edilmesi halinde, mükelleflerin zayi olan e-Defter kayıtlarının yeniden oluşturulması ve bunlara ait yeni oluşturulan e-Defter ve berat dosyalarının e-Defter uygulaması aracılığıyla Gelir İdaresi Başkanlığı sistemine yeniden yüklenmesi için Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yazılı izin verilir.

(4) Bu madde kapsamında olan mükelleflerden 6/2/2023 tarihinde vuku bulan depremler nedeniyle kullanmak mecburiyetinde bulunduğu belgeleri zayi olanlar, bu belgelere ilişkin zayi belgesi konusunda bu Tebliğin 15 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan düzenlemeler çerçevesinde işlem tesis edebileceklerdir.

YEDİNCİ BÖLÜM

Depremler Nedeniyle Mücbir Sebep Hali İlan Edilen Yerlerde Bulunanlardan

Olan Alacaklarda Şüpheli Alacak Uygulaması

Yasal düzenleme

MADDE 17- (1) 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi beşinci fıkrasında aşağıdaki düzenleme yapılmıştır.

“(25) 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığınca mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde; gelir ve kurumlar vergisi yönünden mükellefiyet kaydı bulunan kişilerden veya gelir vergisi mükellefiyeti bulunmayan ancak yerleşim yeri bu yerlerde olan gerçek kişilerden ya da kuruluş ve faaliyet yeri bu yerlerde bulunan kurumlar vergisi mükellefiyeti olmayan teşekküllerden alacağı bulunan mükellefler, açılan tespit davası üzerine mahkeme tarafından borçlunun mal varlığının en az üçte birini kaybettiğine yönelik verilmiş bir karar bulunması şartıyla, deprem tarihinden önce doğmuş olan ve varlığı 213 sayılı Kanunda sayılan belgeler ile tevsik edilen alacaklarını aynı Kanunun 323 üncü maddesinde yer alan hükümlere göre dava veya icra safhasında bulunan alacak kabul ederek, bu alacakları için pasifte karşılık ayırabilir. İşletme hesabı esasında defter tutan mükellefler, bu fıkra kapsamında tespit edilen şüpheli alacaklarını defterlerinin gider kısmına kaydederler. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.”

Şüpheli alacak uygulaması

MADDE 18- (1) 213 sayılı Kanunun 323 üncü maddesine göre, ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla; dava veya icra safhasında bulunan alacaklar ile yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan ve 3.000 [(VUK Genel Tebliği (Sıra No:544) ile 1/1/2023’den itibaren 8.900] Türk lirasını aşmayan alacaklar şüpheli alacak sayılmakta olup, söz konusu şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilmektedir.

Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar etmektedir.

Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilmektedir.

İşletme hesabı esasında defter tutan mükellefler, yukarıdaki açıklamalar kapsamında tespit edilen şüpheli alacaklarını defterlerinin gider kısmına ve bunlardan sonradan tahsil edilen miktarları ise tahsil edildikleri dönemde defterlerinin gelir kısmına, hangi alacaklara ait olduğunu gösterecek şekilde kaydederler.

(2) 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi beşinci fıkrası ile 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığınca mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde;

– Gelir ve kurumlar vergisi yönünden mükellefiyet kaydı bulunan kişilerle,

– Gelir vergisi mükellefiyeti bulunmayan ancak yerleşim yeri bu yerlerde olan gerçek kişilerle,

– Kuruluş ve faaliyet yeri bu illerde bulunan kurumlar vergisi mükellefiyeti olmayan teşekküllerle

iktisadi ve ticari ilişkide bulunan mükelleflerin, bu kişilerden alacaklarının tahsilinde ortaya çıkan zorlukların tevsikiyle ilgili olarak 213 sayılı Kanunun 323 üncü maddesinde belirtilen şartlar bu olaya münhasır olmak üzere hafifletilmiş olup, bu kapsamda bu maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde alacağın tahsili amacıyla borçlunun dava edilmesine veya icra yolu ile takibine gerek bulunmamaktadır.

(3) 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi beşinci fıkrasına istinaden şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesi için;

a) Borçlunun, 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığınca mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde; gelir ve kurumlar vergisi yönünden mükellefiyet kaydının bulunması veya gelir vergisi mükellefiyeti bulunmayan ancak yerleşim yeri bu yerlerde olan gerçek kişi ya da kuruluş ve faaliyet yeri bu illerde bulunan kurumlar vergisi mükellefiyeti olmayan teşekkül olması,

b) Alacağın ticari veya zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesiyle ilgili olması ve borçlunun faaliyette bulunduğu yerde meydana gelen deprem tarihinden önce doğmuş bulunması,

c) Alacağın varlığının 213 sayılı Kanunda sayılan (fatura, sözleşme, müstahsil makbuzu, gider pusulası gibi) belgeler ile tevsiki ve bulunması halinde sipariş mektubu, irsaliye, alacak senedi, çek gibi belgelerle teyidi,

ç) Alacağın ilgili hesap dönemi kayıtlarına bir gelir unsuru olarak girmiş, bir başka ifade ile hasılat kaydedilmiş ve katma değer vergisi beyannamesinde beyan edilmiş olması, (İleride yapılacak mal veya hizmet alımları için sipariş avansı niteliğinde yapılan ödemelerden, diğer bir ifade ile ticareti yapılan mal veya hizmetin maliyetiyle ilgisi olan verilen sipariş avanslarından kaynaklı alacaklar, söz konusu şartlar aranmaksızın bu bent kapsamında değerlendirilecektir.)

d) Açılan tespit davası üzerine mahkeme tarafından borçlunun mal varlığının en az üçte birini kaybettiğine yönelik verilmiş bir karar bulunması,

gerekmektedir.

(4) Borçlunun malvarlığında meydana gelen zarar derecesinin tespiti sırasında sigortadan alınan tazminat, zararı azaltan bir unsur olarak dikkate alınacaktır.

(5) Tebliğin bu maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen şartları haiz alacaklar için bilanço esasına göre defter tutanlarca karşılık ayrılması, işletme hesabı esasına göre defter tutanlarca söz konusu alacağın deftere gider yazılması mümkün bulunmaktadır.

Bu kapsamda, söz konusu alacaklar için karşılık ayrılabilmesi borçlunun deprem nedeniyle malvarlığının en az üçte birini kaybettiğine ilişkin olarak açılacak tespit davası sonucunda verilecek karara bağlanmıştır. Dolayısıyla, 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi beşinci fıkrası 12/3/2023 tarihinde yürürlüğe girdiğinden, yetkili mahkemelerce verilen tespit kararına istinaden şüpheli alacak için bilanço esasına göre defter tutanlar tarafından 2023 takvim yılı (özel hesap dönemi tayin edilenlerde, içinde bulunulan hesap dönemi) bilançosunun pasifinde karşılık ayrılabilir, işletme hesabı esasına göre defter tutanlar tarafından ise söz konusu alacak yine aynı dönemde defterin gider kısmında gösterilebilir.

(6) Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan 3.000 (2023 yılı için 8.900) Türk lirasını aşmayan alacaklar için depremden zarar gören borçluya yazılan taahhütlü mektubun geri dönmüş olması halinde, posta memurunun şerhini gösteren zarfın gerektiğinde ibraz edilmek üzere zamanaşımı süresince saklanması yeterli olup, ayrıca ikinci bir yazı gönderilmesine gerek bulunmamaktadır.

Ayrıca borçlunun ikamet ve işyeri mahallinin kullanılamaz durumda olduğunun tespiti halinde bu tür alacaklar için tebligat yoluna gidilmesi gerekmemektedir.

(7) Bu şekilde karşılık ayrılan/gider yazılan alacaklar, daha sonra tahsil edilmeleri halinde, tahsil edildikleri yılda gelir yazılacaktır.

SEKİZİNCİ BÖLÜM

Binalara ve Taşıtlara İlişkin Vergiler ile Diğer Amme

Alacaklarının Terkinine İlişkin Hususlar

Yasal düzenleme

MADDE 19- (1) 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi altıncı fıkrasıyla aşağıdaki düzenleme yapılmıştır.

“(26) 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığınca 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesi kapsamında mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde, depremlerde yıkılan veya ağır ya da orta hasarlı binalara ve ağır hasar görerek kullanılamaz duruma gelen taşıtlara ilişkin olup 6/2/2023 tarihinden önce tahakkuk eden ve bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan emlâk vergisi, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı, çevre temizlik vergisi ve motorlu taşıtlar vergisi ile bu alacaklara ilişkin vergi cezası, gecikme faizi, gecikme zammı terkin edilir ve taşıtlar üzerinde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre vergi dairelerince tatbik edilmiş hacizler kaldırılır. Bu hüküm, fıkra kapsamına giren taşıtlara 6/2/2023 tarihinden önce 2918 sayılı Kanunun 116 ncı maddesine göre verilen trafik idari para cezası ile 6001 sayılı Kanunun 30 uncu maddesine göre verilen idari para cezaları ve bu cezanın verilmesine ilişkin geçiş ücreti ile gecikme zammı alacakları için de uygulanır. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.”

Kapsama giren taşıtlar

MADDE 20- (1) 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi altıncı fıkrası kapsamına, 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde ağır hasar görerek kullanılamaz duruma gelen, 18/2/1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin (I) ve (I/A) sayılı tarifesinde yer alan; otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerleri ile motosikletler, aynı Kanunun 6 ncı maddesinin (II) sayılı tarifesinde yer alan; minibüs, panel van, motorlu karavan, otobüs ve benzeri, kamyonet, kamyon, çekici ve benzeri taşıtlar ile (IV) sayılı tarifesinde yer alan uçak ve helikopterler girmektedir.

(2) Ağır hasar görerek kullanılamaz duruma gelen taşıtlar ibaresi; deprem nedeniyle, ağır hasarlı hale gelerek kullanılamaz duruma gelen taşıtlar ile göçük altında kalarak enkaz kaldırma çalışmalarında bulunamayan veya kullanılamaz duruma gelerek bulunduğu yerden alınması/çıkarılması mümkün ya da ekonomik olmayan taşıtları ifade eder.

Taşıtlara ilişkin düzenlemeden yararlanabilecek mükellefler

MADDE 21- (1) Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi altıncı fıkrası hükmünden, bu fıkra kapsamına giren taşıtları adına kayıt ve tescil ettirmiş bulunan gerçek ve tüzel kişiler ile bunların mirası reddetmemiş mirasçıları yararlanabilir.

(2) Gerekli başvurular, mükellef veya mükellef adına veli, vasi, kanuni temsilciler ile konuya ilişkin olarak vekâletname ile tayin edilen vekiller tarafından yapılabilir.

Terkin edilecek motorlu taşıtlar vergisi ve diğer alacaklar

MADDE 22- (1) Kapsama giren taşıtlara ilişkin olarak;

– 6/2/2023 tarihinden önce tahakkuk eden ve bu Kanunun yayımı tarihi olan 12/3/2023 itibarıyla ödenmemiş bulunan motorlu taşıtlar vergisi ve bu vergiye ilişkin vergi cezası, gecikme faizi, gecikme zammı,

– 6/2/2023 tarihinden önce 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 116 ncı maddesine göre verilen trafik idari para cezası, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanunun 30 uncu maddesine göre verilen idari para cezaları ve bu cezanın verilmesine ilişkin geçiş ücreti ile bu alacaklara ilişkin fer’i alacaklar terkin edilir.

Mükellefler tarafından taşıtlara ilişkin yapılacak işlemler

MADDE 23- (1) Söz konusu düzenlemeden yararlanabilmek amacıyla mükellefler tarafından, adlarına kayıt ve tescilli taşıtları için terkin talep formu (Ek 1) ve deprem nedeniyle ağır hasar görerek kullanılamaz duruma gelen taşıtlara dair ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından düzenlenen belge ile mükellefiyetinin bulunduğu vergi dairesine başvuru yapılır.

Vergi daireleri tarafından taşıtlara ilişkin yapılacak işlemler

MADDE 24- (1) Düzenlemeden faydalanmak üzere mükellefler tarafından yapılan başvuru üzerine; vergi dairesince terkin talep formu (Ek 1) ve ekinde yer alan belgeler kontrol edilir.

(2) Vergi dairesi müdürlüğü tarafından belgelerin doğruluğu kontrol edildikten sonra ilgili taşıttan dolayı motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerin, fıkra kapsamında 6/2/2023 tarihinden önce tahakkuk eden ve bu Kanunun yayımı tarihi olan 12/3/2023 itibarıyla ödenmemiş bulunan, motorlu taşıtlar vergisi ile bu vergiye ilişkin vergi cezası, gecikme faizi, gecikme zammı ile 6/2/2023 tarihinden önce 2918 sayılı Kanunun 116 ncı maddesine göre verilen trafik idari para cezası ve 6001 sayılı Kanunun 30 uncu maddesine göre verilen idari para cezaları ve bu cezanın verilmesine ilişkin geçiş ücreti ile bu alacaklara ilişkin fer’i alacaklar terkin edilir, ayrıca varsa taşıt üzerinde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre vergi dairelerince tatbik edilmiş hacizler kaldırılır ve yapılan işlem sonucundan mükellefe bilgi verilir.

Örnek 1: Deprem nedeniyle ağır hasar görerek kullanılamaz duruma gelen taşıtı bulunan mükellef (A), bu taşıtına ilişkin 2023 yılı motorlu taşıtlar vergisinin ilk taksitini 12/3/2023 tarihinden önce ödemiş ancak ikinci taksiti vadesi gelmediği için ödememiştir. Mükellef (A)’nın düzenlemeden yararlanmak istemesi halinde, 2023 yılı motorlu taşıtlar vergisi borcunun ikinci dönem taksiti terkin edilecektir.

Örnek 2: Deprem nedeniyle, adına kayıt ve tescilli taşıtı Hatay İlinde ağır hasar görerek kullanılamaz duruma gelen mükellef (A)’nın hasar gören taşıtına ilişkin motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyeti Ankara Yeğenbey Vergi Dairesi Müdürlüğündedir.

Bahse konu taşıta ilişkin motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin Bakanlığımızca mücbir sebep hali ilan edilen yerler dışında olması düzenlemeden yararlanmaya engel teşkil etmediğinden, mükellef (A), söz konusu taşıta ilişkin terkin talep formu (Ek 1) ve ağır hasar görerek kullanılamaz duruma geldiğine dair belge ile birlikte ilgili vergi dairesine başvuru yapması halinde düzenlemeden yararlanabilecektir.

Örnek 3: Adına kayıt ve tescilli taşıtı deprem nedeniyle kullanılamaz duruma gelerek bulunduğu yerden çıkarılamayan mükellef (A) ile göçük altında kalan taşıtı enkaz kaldırma çalışmaları sırasında bulunamayan mükellef (B), bu duruma dair ilgili kurum ve kuruluştan alınan ispat edici belge ile vergi dairesi müdürlüğüne başvuru yapmaları halinde düzenlemeden yararlanabileceklerdir.

Kapsama giren binalar

MADDE 25- (1) 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi altıncı fıkrası kapsamına, 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde depremlerde yıkılan veya ağır ya da orta hasarlı binalar girmektedir.

Binalara ilişkin terkin edilecek vergiler ve diğer alacaklar

MADDE 26- (1) Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi altıncı fıkrası kapsamına, 6/2/2023 tarihinden önce tahakkuk eden ve 7440 sayılı Kanunun yayımı tarihi olan 12/3/2023 tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan emlâk vergisi, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı ve çevre temizlik vergisi ile bu alacaklara ilişkin vergi cezası, gecikme faizi ve gecikme zammı girmektedir.

Belediyeler ile su ve kanalizasyon idarelerince yapılacak işlemler

MADDE 27- (1) Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi altıncı fıkrası kapsamında yer alan binalara ilişkin 2023 yılı ve önceki yıllar için 6/2/2023 tarihinden önce tahakkuk eden ve 7440 sayılı Kanunun yayımı tarihi olan 12/3/2023 itibarıyla ödenmemiş bulunan emlâk vergisi, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı ve işyeri ve diğer şekilde kullanılan binalara ait çevre temizlik vergisi ile bu alacaklara ilişkin vergi cezası, gecikme faizi ve gecikme zammı ilgili belediyelerce terkin edilir.

(2) Konutlara ilişkin olarak belediyeler veya büyükşehir belediyesi bulunan yerlerde su ve kanalizasyon idareleri tarafından 6/2/2023 tarihinden önce düzenlenen su faturalarında ayrıca gösterilmek suretiyle tahakkuk eden ve 7440 sayılı Kanunun yayımı tarihi olan 12/3/2023 itibarıyla ödenmemiş bulunan çevre temizlik vergisi ile bu vergiye ilişkin gecikme zammı ise belediyeler veya ilgili su ve kanalizasyon idareleri tarafından terkin edilir.

(3) Belediyeler veya su ve kanalizasyon idareleri, belediyelerin imar birimlerinin kayıtlarında bulunan bilgi ve belgelerden faydalanmak suretiyle başvuru aranmaksızın, emlâk vergisi, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı ile çevre temizlik vergisine ilişkin terkin işlemini gerçekleştirirler. Söz konusu idareler, gerek duymaları halinde ilgili kurumlardan da bilgi talep edebilirler.

Örnek 1: Meydana gelen depremler nedeniyle Adıyaman Belediyesi sınırlarında bulunan bir meskenin orta hasarlı olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu meskenin maliki (A) adına, 2023 yılına ilişkin Mart, Nisan, Mayıs aylarında ödenmesi gereken bina vergisi birinci taksiti 300 TL, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı 30 TL; Kasım ayında ödenmesi gereken bina vergisi ikinci taksiti 300 TL, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı 30 TL olarak Ocak ayı başında yıllık olarak tahakkuk etmiş olup, 12/3/2023 tarihi itibarıyla ödenmemiştir. 6/2/2023 tarihinden önce tahakkuk eden 600 TL tutarındaki bina vergisi ile 60 TL tutarındaki taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payının tamamı ilgili belediye tarafından başvuru aranmaksızın terkin edilecektir.

Örnek 2: Meydana gelen depremler nedeniyle Hatay İli, Defne Belediyesi sınırlarında bulunan bir işyerinin yıkıldığı tespit edilmiştir. Söz konusu işyerinin maliki (B) adına tahakkuk eden 2022 yılına ilişkin bina vergisi ve taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı ile kiracısı (C) adına tahakkuk eden 2021 ve 2022 yıllarına ilişkin işyerine ait çevre temizlik vergisi, 12/3/2023 tarihi itibarıyla ödenmemiştir. Söz konusu katkı payı ve vergiler ile bu alacaklara ilişkin gecikme zamları ilgili belediye tarafından başvuru aranmaksızın terkin edilecektir.

Örnek 3: Meydana gelen depremler nedeniyle Kahramanmaraş İli, Göksun Belediyesi sınırlarında bulunan bir meskenin ağır hasarlı olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu meskenin kiracısı (D) adına Kahramanmaraş Su ve Kanalizasyon İdaresi tarafından 1/2/2023 tarihinde düzenlenen su faturasının son ödeme tarihi 14/2/2023 olarak belirlenmiş olup, 12/3/2023 tarihi itibarıyla ödenmemiştir. Söz konusu su faturasında ayrıca gösterilmek suretiyle 6/2/2023 tarihinden önce tahakkuk eden çevre temizlik vergisi, ilgili su ve kanalizasyon idaresince başvuru aranmaksızın terkin edilecektir.

Yürürlük

MADDE 28- (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 29- (1) Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.

Eki için tıklayınız




Vakıflara Vergi Muafiyeti Tanınması Hakkında Genel Tebliğ (Seri No: 5)

25 Mart 2023 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 32143 Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan: MADDE 1- (1) 6/2/2023 tarihinde Kahramanmara…

 

 

Vakıflara Vergi Muafiyeti Tanınması Hakkında Genel Tebliğ (Seri No: 5)

25 Mart 2023 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32143

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

MADDE 1- (1) 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş ilinde meydana gelen depremler nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından mücbir sebep hali ilan edilmiş olan yerlerde; merkezi, şubesi veya iktisadi işletmesi bulunan Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ile bu yerler dışında merkezi bulunmakla birlikte mücbir sebep hali kapsamında olan yerlerde faaliyette bulunan meslek mensuplarıyla aralarında bu tarih itibarıyla “Yeminli Mali Müşavirlik Tasdik Sözleşmesi” bulunan Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflar tarafından, 3/4/2007 tarihli ve 26482 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vakıflara Vergi Muafiyeti Tanınması Hakkında Genel Tebliği (Seri No: 1)’nin “3.2. Gönderilecek mali tablolar ve raporlar” başlıklı bölümünde yer alan belge ve raporların Hazine ve Maliye Bakanlığına ibraz edilmesi gereken son tarih, 2022 yılına ilişkin belge ve raporlar için bu yerlerde mücbir sebep halinin sona erdiği tarihi izleyen ayın sonuna kadar uzatılmıştır.

MADDE 2- (1) Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıfların 2023 yılı içinde mücbir sebep hali ilan edilmiş olan yerlerde yaşanılan deprem nedeniyle yaptığı harcamalar, Vakıflara Vergi Muafiyeti Tanınması Hakkında Genel Tebliği (Seri No: 1)’nin “1.5. Gelirin harcanma şekli” başlıklı bölümü kapsamında amaca yönelik harcama olarak değerlendirilebilir.

MADDE 3- (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4- (1) Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.




7440 Sayılı Kanunun 10 uncu Maddesinin Yedinci Fıkrasına (Araç Muayenelerine) Dair Tebliğ (Seri No: 1)

25 Mart 2023 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 32143 Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan: I- AMAÇ, KAPSAM VE DAYANAK 9/3/2023 tarihli…

 

 

7440 Sayılı Kanunun 10 uncu Maddesinin Yedinci Fıkrasına (Araç Muayenelerine) Dair Tebliğ (Seri No: 1)

 

25 Mart 2023 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32143

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

I- AMAÇ, KAPSAM VE DAYANAK

9/3/2023 tarihli ve 7440 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 12/3/2023 tarihli ve 32130 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

Bu Tebliğ ile 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yedinci fıkrasının Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden söz konusu fıkranın uygulamasına yönelik usul ve esaslar belirlenmiştir.

II- KANUN HÜKMÜ

7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yedinci fıkrasında “(7) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil) 2918 sayılı Kanun uyarınca araç muayenesi yaptırmaları gerektiği hâlde muayenelerini süresinde yaptırmamış olanların, 30/9/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil) araç muayenelerini yaptırmaları ve anılan Kanunun 35 inci maddesi uyarınca muayene süresi geçirilen her ay ve kesri için tahsili gereken %5 fazla yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları, bu Kanunun yayımı tarihinden (yayımlandığı ay dâhil) araç muayenelerinin yapıldığı tarihe kadar her ay ve kesri için aylık %0,75 oranı esas alınarak hesaplanacak tutarı ödemeleri şartıyla anılan madde uyarınca alınması gereken %5 fazlaların tahsilinden vazgeçilir ve yetkili kuruluş tarafından tahsil edilen bu tutarlar anılan maddede belirtilen süre ve şekilde Hazine hesaplarına aktarılır. Bu fıkra kapsamına giren alacaklara karşılık bu Kanunun yayımı tarihinden önce tahsil edilmiş olan tutarların bu fıkra hükümlerine dayanılarak iadesi yapılmaz. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir. 22/3/2020 ile 3/7/2020 tarihleri arasında (bu tarihler dâhil) geçen süre için 2918 sayılı Kanunun 35 inci maddesinde yer alan %5 fazlaya ilişkin hüküm ve Yİ-ÜFE aylık değişim oranları uygulanmaz, tahsil edilmiş tutarlar iade edilmez.” hükmü yer almaktadır.

III- UYGULAMAYA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR

13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun;

– “Araçların muayenesi” başlıklı 34 üncü maddesinde, trafiğe çıkarılacak motorlu araçların teknik şartlara uyup uymadığının ekonomik yapıları da dikkate alınmak suretiyle belirli zamanlarda muayene edilerek tespit edileceği, motorlu araçların muayenelerinin, yönetmelikte belirtilen süreler içinde yaptırılmasının zorunlu olduğu, muayenesi yaptırılmamış bir araçla trafiğe çıkılması halinde araç sahibine idari para cezası kesileceği,

– “Muayeneye yetkili kuruluşlar” başlıklı 35 inci maddesinde, araçların muayenelerinin Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına ait muayene istasyonlarında veya bu Bakanlık tarafından işletme yetki belgesi ile yetki verilmesi halinde, yetki verilen gerçek veya tüzel kişilere ait muayene istasyonlarında yapılacağı, muayene süresi geçirilen her ay ve kesri için muayene ücretinin, yetki verilen gerçek veya tüzel kişi ya da alt işleticiler tarafından, %5 fazlası ile tahsil edileceği, tahsil edilen tutarın tamamının Hazine payı olarak, izleyen ayın yedinci günü akşamına kadar, yetki verilen gerçek veya tüzel kişi tarafından, yıllık gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairesine şekli ve içeriği Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen bir bildirim ile birlikte ödeneceği,

hüküm altına alınmıştır.

Bu hükümlere göre, araç muayenelerinin ilgili yönetmelikte belirtilen sürelerde yaptırılması zorunludur. Ancak, araç muayenesinin süresi içinde yaptırılmaması halinde, muayenenin yapıldığı yılda geçerli olan muayene ücreti ile birlikte gecikilen her ay ve kesri için %5 fazla hesaplanması ve ilgilisinden tahsil edilerek Kanunda düzenlenen sürede Hazine hesaplarına aktarılması gerekmektedir.

7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yedinci fıkrası ile Kanunun yayımlandığı 12/3/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil) muayene süresi geçtiği hâlde araç muayenelerini yaptırmamış olanların 30/9/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil) araç muayenelerini yaptırmaları durumunda, 2918 sayılı Kanunun 35 inci maddesi gereği hesaplanması gereken %5 fazla yerine 7440 sayılı Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları, bu tarihten araç muayenesinin yapıldığı tarihe kadar aylık %0,75 oranı esas alınarak hesaplanacak tutarın muayene ücreti ile birlikte ödenmesi halinde söz konusu %5 fazlaların alınmayacağı düzenlenmiştir.

A) Kapsam ve Süre

7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yedinci fıkrası kapsamına, Kanunun yayımlandığı 12/3/2023 tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil) 2918 sayılı Kanunun 34 üncü maddesi uyarınca zorunlu araç muayenesi yaptırılması gerektiği hâlde muayeneleri süresinde yaptırılmamış olan araçlar girmektedir.

Kapsama giren araçların 30/9/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil) muayene ettirilmesi durumunda, anılan fıkra hükmünden yararlanılabilecektir.

Öte yandan, zorunlu araç muayene tarihi 7440 sayılı Kanunun yayımlandığı 12/3/2023 tarihinden sonraya rastlayan araçların süresinde muayene ettirilmemesi halinde, araç muayene ücreti ile birlikte muayenede gecikilen her ay ve kesri için 2918 sayılı Kanunun 35 inci maddesi gereğince %5 fazlanın tahsil edilmesi gerektiği tabiidir.

B) %5 Fazla Yerine Hesaplanacak Tutarın Tespiti

7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yedinci fıkrası gereğince, zorunlu araç muayenesinin süresinde yaptırılmaması nedeniyle 2918 sayılı Kanunun 35 inci maddesi uyarınca gecikilen her ay ve kesri için hesaplanan %5 fazla yerine, 7440 sayılı Kanunun yayımlandığı 12/3/2023 tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile Kanunun yayımı tarihinden (yayımlandığı ay dâhil) araç muayenesinin yapıldığı tarihe kadar geçen her ay ve kesri için aylık %0,75 oranı esas alınarak hesaplanacak tutar ve araç muayene ücretinin toplamının ödenmesi halinde %5 fazlaların tahsilinden vazgeçilecektir.

Bu durumda, %5 fazla yerine hesaplanacak tutar aşağıdaki formüle göre hesaplanacaktır.

%5 Fazla Yerine Hesaplanan Tutar = Araç Muayene Ücreti x [Araç Muayenesinin Yaptırılması Gereken Tarih ile Kanunun Yayımlandığı Tarih Arasında Geçen Süreye İlişkin Yİ-ÜFE Aylık Değişim Oranları Toplamı + (Kanunun Yayımlandığı Tarih ile Araç Muayenesinin Yapıldığı Tarih Arasında Geçen Ay Sayısı x %0,75)]

7440 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin ikinci fıkrasının (ç) bendinde, Yİ-ÜFE aylık değişim oranları tabirinin, Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği 31/12/2004 tarihine kadar toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2014 tarihinden itibaren yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/11/2016 tarihinden itibaren aylık %0,75 oranını ifade ettiği hükme bağlanmış olup Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın tespitinde bu oranlar kullanılacaktır.

Türkiye İstatistik Kurumunca, Ocak/2005 ayından Ekim/2016 ayına ait açıklanan Yİ-ÜFE aylık değişim oranları ile 1/11/2016 tarihinden itibaren esas alınacak aylık oran ekli tabloda (Ek-1) yer almaktadır. Yİ-ÜFE tutarlarının tespitinde kullanılacak olan Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının eksi değer çıkması durumunda bu oranlar da hesaplamada eksi değer olarak dikkate alınacaktır. Hesaplamaya konu döneme ilişkin olarak Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının toplamı eksi değer olması halinde, %5 fazla yerine alınması gereken Yİ-ÜFE tutarı sıfır kabul edilecektir. %5 fazla yerine yapılacak bu hesaplamalarda ilk aya ilişkin esas alınacak Yİ-ÜFE aylık değişim oranı, aracın geçerli zorunlu muayene tarihinin (bu tarihin ayın son günü olması durumunda da) rastladığı ay için açıklanmış olan oran olacaktır.

Yİ-ÜFE tutarının hesaplanmasında, %5 fazlanın hesaplama yöntemi ve hesaplama süreleri değiştirilmeyecek, sadece muayenenin süresinde yapılmamasından dolayı gecikilen her ay ve kesri için hesaplanan %5 fazla yerine Şubat 2023 ayı dâhil Yİ-ÜFE aylık değişim oranları, Mart 2023 ayından itibaren ise %0,75 oranı esas alınacaktır.

Ancak, 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yedinci fıkrasında yer alan “22/3/2020 ile 3/7/2020 tarihleri arasında (bu tarihler dâhil) geçen süre için 2918 sayılı Kanunun 35 inci maddesinde yer alan %5 fazlaya ilişkin hüküm ve Yİ-ÜFE aylık değişim oranları uygulanmaz,” hükmü gereğince, 22/3/2020 ile 3/7/2020 tarihleri arasında (bu tarihler dâhil) geçen süre için %5 fazla hesaplanmayacağından, bu tarih aralığına isabet eden süreler için Yİ-ÜFE tutarı da hesaplanmayacaktır.

Örnek 1- (A) plakalı otomobilin araç muayene süresi 16 Haziran 2016 tarihinde sona ermiştir.

Araç sahibi süresinde yaptırmadığı araç muayenesi için 28 Haziran 2023 tarihinde yetkili muayene istasyonuna gelerek aracını muayene ettirmek istediğinde, araç muayene ücreti ile birlikte ödemesi gereken %5 fazla yerine, 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yedinci fıkrası hükmü kapsamında ödeyeceği tutar aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

22 Mart 2020 ila 3 Temmuz 2020 tarihleri arası için %5 fazla hesaplanmadığından, aynı süreye Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak bir hesaplama da yapılmayacaktır.

2023 yılında otomobiller için 1.130,44 TL araç muayene ücreti alınmaktadır. Buna göre, %5 fazlanın hesaplanacağı süre ve %5 fazla tutar aşağıdaki şekilde olacaktır.

Bu durumda, tabloda yer alan oranlar esas alınarak %5 fazla yerine ödenecek tutar aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.

%5 Fazla Yerine Hesaplanan Tutar = Araç Muayene Ücreti x [Araç Muayenesinin Yaptırılması Gereken Tarih ile Kanunun Yayımlandığı Tarih Arasında Geçen Süreye İlişkin Yİ-ÜFE Aylık Değişim Oranları Toplamı + (Kanunun Yayımlandığı Tarih ile Araç Muayenesinin Yapıldığı Tarih Arasında Geçen Ay Sayısı x %0,75)]

%5 Fazla Yerine Hesaplanan Tutar        = 1.130,44 x [%56,58 + (4 x %0,75)]

= 1.130,44 x %59,58

673,52 TL

Buna göre, araç sahibinin ödeyeceği araç muayene ücreti ile %5 fazla yerine ödeyeceği tutar ve tahsilinden vazgeçilecek %5 fazlaya ilişkin tutar aşağıdaki gibi olacaktır.

Ödenecek Tutar

Araç Muayene Ücreti                                   :        1.130,44 TL

%5 Fazla Yerine Hesaplanan Tutar              :          673,52 TL

TOPLAM                                                    :       1.803,96 TL

Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar

%5 Fazla                                                      :       4.634,80 TL

Dolayısıyla, 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yedinci fıkrası kapsamında aracın muayene ettirilmesi halinde 4.634,80 TL fazla yerine 673,52 TL ödenecektir.

Örnek 2- (B) plakalı otomobilin araç muayene süresi 20 Eylül 2021 tarihinde sona ermiş olmakla birlikte, aracın çalınmasından dolayı tescil kaydı 13 Mart 2022 tarihinde silinmiş ve aracın daha sonra bulunması nedeniyle 25 Haziran 2022 tarihinde yeniden açılmıştır.

Araç sahibi, 16 Eylül 2023 tarihinde yetkili muayene istasyonuna gelerek aracını muayene ettirmek istediğinde, araç muayene ücreti ile birlikte gecikilen her ay ve kesri için ödeyeceği %5 fazla yerine ödeyeceği tutar aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.

Aracın trafikten tescil kaydının silindiği 13 Mart 2022 ila 24 Haziran 2022 tarihleri arası için %5 fazla hesaplanmadığından, aynı süreye Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak bir hesaplama da yapılmayacaktır.

2023 yılında otomobiller için 1.130,44 TL araç muayene ücreti alınmaktadır. Buna göre, %5 fazlanın hesaplanacağı süre ve %5 fazla tutar aşağıdaki şekilde olacaktır.

Bu örnekte, %5 fazla yerine uygulanacak Yİ-ÜFE aylık değişim oranları ile %0,75 oranı dönemler itibarıyla aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

Bu durumda, tabloda yer alan oranlar esas alınarak %5 fazla yerine ödenecek tutar aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.

%5 Fazla Yerine Hesaplanan Tutar = Araç Muayene Ücreti x [Araç Muayenesinin Yaptırılması Gereken Tarih ile Kanunun Yayımlandığı Tarih Arasında Geçen Süreye İlişkin Yİ-ÜFE Aylık Değişim Oranları Toplamı + (Kanunun Yayımlandığı Tarih ile Araç Muayenesinin Yapıldığı Tarih Arasında Geçen Ay Sayısı x %0,75)]

%5 Fazla Yerine Hesaplanan Tutar            = 1.130,44 x [%11,25 + (6 x %0,75)]

= 1.130,44 x %15,75

178,04 TL

Buna göre, araç sahibinin ödeyeceği araç muayene ücreti ile %5 fazla yerine ödeyeceği tutar ve tahsilinden vazgeçilecek %5 fazlaya ilişkin tutar aşağıdaki gibi olacaktır.

Ödenecek Tutar

Araç Muayene Ücreti                                  :      1.130,44 TL

%5 Fazla Yerine Hesaplanan Tutar             :        178,04 TL

TOPLAM                                                  :     1.308,48 TL

Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar

%5 Fazla                                                     :     1.186,96 TL

Dolayısıyla, 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yedinci fıkrası kapsamında aracın muayene ettirilmesi halinde 1.186,96 TL fazla yerine 178,04 TL ödenecektir.

IV- DİĞER HUSUSLAR

1) 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yedinci fıkrasında yer alan “22/3/2020 ile 3/7/2020 tarihleri arasında (bu tarihler dâhil) geçen süre için 2918 sayılı Kanunun 35 inci maddesinde yer alan %5 fazlaya ilişkin hüküm … uygulanmaz,” hükmü, 2918 sayılı Kanunun 34 üncü maddesi uyarınca zorunlu araç muayenesini süresinde yaptırmamış olan tüm araç sahipleri için geçerli olup hükümden yararlanılması için belirli bir tarih sınırı bulunmamaktadır. Bu itibarla, zorunlu araç muayene tarihi 3/7/2020 tarihinden önce olduğu halde muayeneyi 22/3/2020 tarihinden sonra yaptıranlar için 22/3/2020 ile 3/7/2020 tarihleri arasında (bu tarihler dâhil) geçen süreye %5 fazla hesaplanmayacaktır.

2) 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yedinci fıkrasında, fıkra kapsamına giren alacaklara karşılık Kanunun yayımlandığı tarihten önce tahsil edilmiş olan tutarların bu fıkra hükümlerine dayanılarak iadesinin yapılmayacağı hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle, Kanunun yayım tarihinden önce tahsil edilmiş olan %5 fazlalar iade edilmeyecektir.

3) Muayeneye yetkili kuruluşlar tarafından, 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yedinci fıkrası kapsamında %5 fazlalar yerine tahsil edilen tutarların 2918 sayılı Kanunun 35 inci maddesinde belirtilen süre ve şekilde Hazine hesaplarına aktarılması gerekmektedir.

Tebliğ olunur.

Eki için tıklayınız