Faal Mükellef Sayıları – Ocak/Ekim 2025

Faal Mükellef Sayıları – Ocak/Ekim 2025 GELİR VERGİSİ FAAL MÜKELLEF SAYILARI YILLAR MÜKELLEF SAYISI 2025 EKİM 2.719.249 2025 EYLÜL 2.710.198 2025 AĞUS…

 

 

Faal Mükellef Sayıları – Ocak/Ekim 2025

Faal Mükellef Sayıları – Ocak/Ekim 2025

GELİR VERGİSİ FAAL MÜKELLEF SAYILARI
YILLAR MÜKELLEF SAYISI
2025 EKİM 2.719.249
2025 EYLÜL 2.710.198
2025 AĞUSTOS 2.700.305
2025 TEMMUZ 2.687.808
2025 HAZİRAN 2.676.006
2025 MAYIS 2.666.476
2025 NİSAN 2.653.908
2025 MART 2.639.714
2025 ŞUBAT 2.627.369
2025 OCAK 2.615.640
G.M.S.İ. FAAL MÜKELLEF SAYILARI
YILLAR MÜKELLEF SAYISI
2025 EKİM 3.203.812
2025 EYLÜL 3.201.578
2025 AĞUSTOS 3.207.011
2025 TEMMUZ 3.209.666
2025 HAZİRAN 3.210.993
2025 MAYIS 3.209.019
2025 NİSAN 3.207.348
2025 MART 3.092.077
2025 ŞUBAT 2.709.777
2025 OCAK 2.709.738
BASİT USULDE VERGİLENDİRİLEN GELİR VERGİSİ FAAL MÜKELLEF SAYILARI
YILLAR MÜKELLEF SAYISI
2025 EKİM 815.046
2025 EYLÜL 816.657
2025 AĞUSTOS 816.979
2025 TEMMUZ 816.051
2025 HAZİRAN 814.349
2025 MAYIS 812.838
2025 NİSAN 810.618
2025 MART 810.326
2025 ŞUBAT 815.690
2025 OCAK 815.107
KURUMLAR VERGİSİ FAAL MÜKELLEF SAYILARI
YILLAR MÜKELLEF SAYISI
2025 EKİM 1.228.439
2025 EYLÜL 1.224.433
2025 AĞUSTOS 1.220.740
2025 TEMMUZ 1.216.519
2025 HAZİRAN 1.212.990
2025 MAYIS 1.210.768
2025 NİSAN 1.207.981
2025 MART 1.205.009
2025 ŞUBAT 1.200.921
2025 OCAK 1.195.907
KATMA DEĞER VERGİSİ FAAL MÜKELLEF SAYILARI
YILLAR MÜKELLEF SAYISI
2025 EKİM 3.845.678
2025 EYLÜL 3.832.659
2025 AĞUSTOS 3.818.588
2025 TEMMUZ 3.801.702
2025 HAZİRAN 3.786.543
2025 MAYIS 3.774.779
2025 NİSAN 3.759.502
2025 MART 3.744.578
2025 ŞUBAT 3.734.146
2025 OCAK 3.717.339

Kaynak: GİB




Noterlerin Tatil Gün ve Saatlerinde Çalışmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik

06 Kasım 2025 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 33069 Adalet Bakanlığından: Amaç MADDE 1– (1) Bu Yönetmeliğin amacı; noterlerin tatil gün ve saatlerind…

 

 

Noterlerin Tatil Gün ve Saatlerinde Çalışmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik

06 Kasım 2025 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 33069

Adalet Bakanlığından:

 

ÖZET: Bu Yönetmelik, noterlerin tatil günlerinde çalışma ve nöbet esaslarını düzenler.

  • Cumartesi ve pazar günleri (resmî tatiller hariç) nöbet tutulur.
  • Tatil günlerinde sadece vasiyetname veya acil işlemler yapılabilir.
  • 4–20 noterli illerde en az bir noter, 20’den fazla noterli yerlerde noterlerin %5’i nöbetçi olur.
  • Nöbet listeleri noter odaları tarafından hazırlanır, Türkiye Noterler Birliği (TNB) onaylayarak yayımlar.
  • Nöbetçi noterlerin çalışma saati 09.00–17.00 olup, 12.30–13.30 arası öğle tatilidir.
  • Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer, Adalet Bakanı tarafından yürütülür.
Amaç

MADDE 1– (1) Bu Yönetmeliğin amacı; noterlerin tatil gün ve saatlerinde çalışmasına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.

Kapsam

MADDE 2– (1) Bu Yönetmelik, noterleri ve noter vekillerini kapsar.

Dayanak

MADDE 3– (1) Bu Yönetmelik, 18/1/1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 52 nci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Noterlerin tatil gün ve saatlerinde çalışması

MADDE 4– (1) Noterlik nöbeti, resmî tatil günlerine denk gelmemek şartıyla cumartesi ve pazar günleri tutulur. Nöbetçi noterler tarafından yapılacak noterlik işlemlerine, yapıldığı tarihten önceki günden devam eden yevmiye numarası verilir.

(2) Noterler nöbet hizmetinin verilmediği tatil gün ve saatlerinde, ancak vasiyetname tanzim ve tasdiki veya gecikmesinde zarar doğabilecek noterlik işlemlerini yapabilirler. Bu şekilde tatil gün ve saatlerinde iş yapılma sebebinin evrakta gösterilmesi ve bu işlemin yevmiye defterinin tatilden sonraki ilk numarasına kaydedilmesi zorunludur.

Noterlerin nöbet hizmeti vermesi

MADDE 5– (1) En az dört, en fazla yirmi noterliğin bulunduğu il merkezlerinde en az bir noterliğin; yirmiden fazla noterliğin faaliyette bulunması hâlinde ise o yerdeki toplam noterlik sayısının en az yüzde beşi kadar noterliğin nöbet hizmeti vermesi zorunludur. Bu hesaplamada virgülden sonraki rakam yukarıya yuvarlanarak tam kabul edilir. İl merkezi haricindeki ilçelerde nöbetçi noterlik hizmeti verilip verilmeyeceğine ve sayısına mevcut iş durumları gözetilerek noter odası ile Türkiye Noterler Birliğinin görüşü alındıktan sonra Adalet Bakanlığınca karar verilir.

(2) Birinci fıkra uyarınca il ve ilçelerde belirlenen nöbetçi noterlik sayısının artırılmasına, eksiltilmesine ya da nöbet hizmeti verilip verilmeyeceğine mevcut iş durumları gözetilerek noter odası ile Türkiye Noterler Birliğinin görüşü alındıktan sonra Adalet Bakanlığınca karar verilir.

Nöbet listelerinin belirlenmesi

MADDE 6– (1) Noter odaları, 5 inci madde uyarınca il ve ilçelerde belirlenen nöbetçi noterlik sayılarına göre nöbetçi noterlik hizmeti verecek noterlikleri asıl ve yedek olmak üzere belirleyerek nöbet listelerini hazırlar. Hazırlanan nöbet listeleri uygulamaya konulacağı aydan en az üç hafta öncesinde Türkiye Noterler Birliğinin onayına sunulur ve Türkiye Noterler Birliğince bir hafta içinde değerlendirilerek onaylanması hâlinde internet sitesinde yayımlanır. Belirtilen süre içerisinde nöbet listelerinin Türkiye Noterler Birliğinin onayına sunulmaması durumunda Türkiye Noterler Birliği tarafından bir hafta içinde nöbet listeleri hazırlanarak internet sitesinde yayımlanır. Tespit edilen ve yayımlanan günlerde nöbet tutmak mecburidir.

Diğer hususlar

MADDE 7- (1) Nöbetçi noterliklerde günlük çalışma 09:00-17:00 saatleri arasında olup, 12:30 ila 13:30 arası öğle tatili sayılacağından noter tarafından tatil saatinde iş kabul edilemez.

(2) 1512 sayılı Kanunun 33 üncü, 34 üncü ve 35 inci maddelerinde belirtilen hallerde vekil tarafından idare edilen noterlikler de nöbetçi noterlik sistemine dâhildir.

(3) Nöbetçi noterlik çalışmalarında işlemler ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak yapılır.

Geçiş hükmü

GEÇİCİ MADDE 1- (1) Bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden itibaren bir ay içinde Adalet Bakanlığı 5 inci madde uyarınca il ve ilçelerdeki nöbetçi noterlik sayısını belirler. Türkiye Noterler Birliği, Adalet Bakanlığı tarafından nöbetçi noterlik sayılarının bildirildiği tarihten itibaren iki hafta içinde noter odaları tarafından 6 ncı madde uyarınca hazırlanan ilk nöbet listelerini resmî internet sitesinde yayımlar.

(2) Bu Yönetmelik hükümleri uyarınca ilk nöbet hizmeti verilmesine kadar mevcut nöbetçi noterlik uygulamasına devam edilir.

Yürürlük

MADDE 8– (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 9– (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Adalet Bakanı yürütür.




Dernek ve Vakıfların Vergilendirilmesi Rehberi

Dernek ve Vakıfların Vergilendirilmesi Rehberi Yayımlandı Dernek ve vakıf şeklinde faaliyet gösteren tüzel kişiliklerin vergilendirme sürecinde ödev v…

 

 

Dernek ve Vakıfların Vergilendirilmesi Rehberi

Dernek ve Vakıfların Vergilendirilmesi Rehberi Yayımlandı

Dernek ve vakıf şeklinde faaliyet gösteren tüzel kişiliklerin vergilendirme sürecinde ödev ve yükümlülüklerine ilişkin açıklamaların yer aldığı “Dernek ve Vakıfların Vergilendirilmesi Rehberi” hazırlanarak kullanıma sunulmuştur.

Söz konusu Rehberde;

— Dernek ve vakıfların Türk Vergi Sisteminde yer alan vergi kanunları karşısındaki genel durumları,

— Muafiyetler ve istisnalar,

— Derneklere ve vakıflara ait iktisadi işletmelerin vergilendirilmesi,

— Cumhurbaşkanı Kararıyla derneklere kamu yararına çalışan dernek statüsü tanınması ve kaybedilmesi,

— Cumhurbaşkanı Kararıyla vakıflara vergi muafiyeti tanınması ve kaldırılması,

gibi konularda açıklayıcı bilgilere yer verilmiştir.

Dernek ve Vakıfların Vergilendirilmesi Rehberine ulaşmak için tıklayınız

Kaynak: GİB




Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler

04 Kasım 2025 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 33067 Türkiye Barolar Birliği Başkanlığından: Amaç ve kapsam MADDE 1- (1) Mahkemelerde, tüm hukuki yardımlard…

 

 

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler

04 Kasım 2025 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 33067

Türkiye Barolar Birliği Başkanlığından:

Amaç ve kapsam

MADDE 1- (1) Mahkemelerde, tüm hukuki yardımlarda, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sonlandıran her türlü merci kararlarında ve ayrıca kanun gereği mahkemelerce karşı tarafa yükletilmesi gereken avukatlık ücretinin tayin ve takdirinde, 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve bu Tarife hükümleri uygulanır.

(2) Taraflar arasında akdi avukatlık ücreti kararlaştırılmaması veya kararlaştırılan akdi avukatlık ücretinin geçersiz sayılması halinde; mahkemelerce, dava konusu edilen tutar üzerinden bu Tarife gereğince hesaplanacak avukatlık ücretinin altında bir ücrete hükmedilemez. Bu Tarife 1136 sayılı Kanunun 164 üncü maddesinin dördüncü fıkrası doğrultusunda gerçekleştirilecek olan akdi avukatlık ücreti belirlenmesinde sadece asgari değerin hesaplanmasında dikkate alınır. Diğer hususlar 1136 sayılı Kanundaki hükümlere tabidir.

(3) Avukatlık asgari ücret tarifesi altında vekalet ücreti kararlaştırılamaz. Bu Tarife hükümleri altında kararlaştırılan akdi avukatlık ücretleri, bu Tarife hükümleri uyarınca kararlaştırılmış olarak kabul edilir.

Avukatlık ücretinin kapsadığı işler

MADDE 2- (1) Bu Tarifede yazılı avukatlık ücreti, dava dışındaki işler için hukuki yardım tamamlanıncaya, davada ise kesin hüküm elde edilinceye kadar olan bütün iş ve işlemler karşılığıdır. Avukat tarafından takip edilen dava veya işle ilgili olarak düzenlenen dilekçe ve yapılan diğer işlemler ayrı ücreti gerektirmez. Hükümlerin tavzihine ilişkin istemlerin ret veya kabulü halinde de avukatlık ücretine hükmedilemez.

(2) Buna karşılık, icra takipleriyle, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştayda temyizen ve bölge idare ve bölge adliye mahkemelerinde istinaf başvurusu üzerine görülen işlerin duruşmaları ayrı ücreti gerektirir.

(3) Hangi sebeple olursa olsun, temyiz veya istinaf başvurusu üzerine verilen bozma veya kaldırma kararı sonrasında hükmolunan yargı kararlarında, hükmün verildiği tarihte yürürlükte olan Tarife esas alınır.

(4) Temyiz başvurusu üzerine verilen bozma kararı sonrasında istinafta görülen duruşmalı işlerde, duruşma sayısına göre, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünün 18 inci sırasının (b) veya (c) bentlerine göre avukatlık ücretine hükmolunur.

Avukatlık ücretinin aidiyeti, sınırları ve ortak veya değişik sebeple davanın reddinde davalıların avukatlık ücreti

MADDE 3- (1) Yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, bu Tarifede yazılı miktardan az ve üç katından çok olamaz. Bu ücretin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi, niteliği ve davanın süresi göz önünde tutulur.

(2) Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.

Birden çok avukat ile temsil

MADDE 4- (1) Aynı hukuki yardımın birden çok avukat tarafından yapılması durumunda, karşı tarafa bir avukatlık ücretinden fazlası yükletilemez.

Ücretin tümünü hak etme

MADDE 5- (1) Hangi aşamada olursa olsun, dava ve icra takibini kabul eden avukat, bu Tarife hükümleri ile belirlenen ücretin tamamına hak kazanır.

(2) Gerek kısmi dava gerekse belirsiz alacak ve tespit davasında mahkemece dava değerinin belirlenmesinden sonra davacı davasını belirlenmiş değere göre takip etmese dahi, yasal avukatlık ücreti, belirlenmiş dava değerine göre hesaplanır.

Davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret

MADDE 6- (1) Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, bu Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz.

Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret

MADDE 7- (1) Ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar; davanın nakli, davanın açılmamış sayılması yahut görevsizlik veya yetkisizlik kararı verildikten sonra başka bir mahkemede yargılamaya devam edilmemesi durumunda bu Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez.

(2) Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.

(3) Kanunlar gereği gönderme, yeni mahkemeler kurulması, iş bölümü itirazı nedeniyle verilen tüm gönderme kararları nedeniyle görevsizlik, gönderme veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda avukatlık ücretine hükmedilmez.

Karşılık davada, davaların birleştirilmesinde, ayrılmasında ve tarafta iradi değişiklik halinde ücret

MADDE 8- (1) Bir davanın takibi sırasında karşılık dava açılması, başka bir davanın bu davayla birleştirilmesi veya davaların ayrılması durumunda, her dava için ayrı ücrete hükmolunur.

(2) Tarafta iradi değişiklik halinde, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi vekille temsil edilmişse, lehine maktu avukatlık ücretine hükmolunur.

Nafaka, kira tespiti ve tahliye davalarında ücret

MADDE 9- (1) Tahliye davalarında bir yıllık kira bedeli tutarı, kira tespiti ve nafaka davalarında tespit olunan kira bedeli farkının veya hükmolunan nafakanın bir yıllık tutarı üzerinden bu Tarifenin üçüncü kısmı gereğince hesaplanacak miktarın tamamı, avukatlık ücreti olarak hükmolunur. Bu miktarlar, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre belirlenmiş bulunan ücretten az olamaz.

(2) Nafaka davalarında reddedilen kısım için avukatlık ücretine hükmedilemez.

Manevi tazminat davalarında ücret

MADDE 10- (1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.

(2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.

(3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.

(4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.

İcra ve iflas müdürlükleri ile icra mahkemelerinde ücret

MADDE 11- (1) İcra ve İflas Müdürlüklerindeki hukuki yardımlara ilişkin avukatlık ücreti, takip sonuçlanıncaya kadar yapılan bütün işlemlerin karşılığıdır. Konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Şu kadar ki takip miktarı 56.250,00 TL’ye kadar olan icra takiplerinde avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde, icra dairelerindeki takipler için öngörülen maktu ücrettir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.

(2) Aciz belgesi alınması, takibi sonuçlandıran işlemlerden sayılır. Bu durumda avukata tam ücret ödenir.

(3) İcra mahkemelerinde duruşma yapılırsa bu Tarife gereğince ayrıca avukatlık ücretine hükmedilir. Şu kadar ki bu ücret, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünün iki ve üç sıra numaralarında gösterilen iş ve davalarla ilgili hukuki yardımlara ilişkin olup, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenecek avukatlık ücreti bu sıra numaralarında yazılı miktarları geçemez. Ancak icra mahkemelerinde açılan istihkak davalarında, üçüncü kısım gereğince hesaplanacak avukatlık ücretine hükmolunur.

(4) Borçlu ödeme süresi içerisinde borcunu öderse bu Tarifeye göre belirlenecek ücretin dörtte üçü takdir edilir. Maktu ücreti gerektiren işlerde de bu hüküm uygulanır.

(5) Tahliyeye ilişkin icra takiplerinde bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde belirtilen maktu ücrete hükmedilir. Borçlu ödeme süresi içerisinde borcunu öderse bu Tarifeye göre belirlenecek ücretin dörtte üçü takdir edilir.

(6) İcra dairelerinde borçlu vekili olarak takip edilen işlerde taraflar arasında akdi avukatlık ücreti kararlaştırılmamış veya kararlaştırılan akdi avukatlık ücretinin geçersiz sayıldığı hallerde; çıkabilecek uyuşmazlıkların 1136 sayılı Kanunun 164 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca çözülmesinde avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde icra dairelerinde yapılan takipler için belirlenen maktu ücrettir. Ancak belirlenen ücret asıl alacağı geçemez.

Tüketici mahkemeleri ve tüketici hakem heyetlerinde ücret

MADDE 12- (1) Tüketici hakem heyetlerinin tüketici lehine verdiği kararlara karşı açılan itiraz davalarında, kararın iptali durumunda tüketici aleyhine, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre vekâlet ücretine hükmedilir.

(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.

(3) Ancak, mevcut olduğu halde tüketici hakem heyetine sunulmayan bir bilgi veya belgenin tüketici mahkemesine sunulması nedeniyle kararın iptali halinde tüketici aleyhine vekalet ücretine hükmedilemez.

(4) Tüketici hakem heyetlerinde avukat aracılığı ile takip edilen işlerde, avukat ile müvekkili arasında çıkabilecek uyuşmazlıklarda bu Tarifenin birinci kısım ikinci bölümünün tüketici hakem heyetlerine ilişkin kuralı uygulanır.

Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret

MADDE 13- (1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.

(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.

(3) Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.

(4) Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.

Ceza davalarında ücret

MADDE 14- (1) Kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise vekil ile temsil edilen katılan lehine bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücreti sanığa yükletilir. Bu hüküm, katılanın 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince görevlendirilen vekili bulunması durumunda kovuşturma için ödenen ücret mahsup edilerek uygulanır.

(2) Ceza hükmü taşıyan özel kanun, tüzük ve kararnamelere göre yalnız para cezasına hükmolunan davalarda bu Tarifeye göre belirlenecek avukatlık ücreti hükmolunan para cezası tutarını geçemez.

(3) 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ve devamı maddelerine göre tazminat için Ağır Ceza Mahkemelerine yapılan başvurularda, bu Tarifenin üçüncü kısmı gereğince avukatlık ücretine hükmedilir. Şu kadar ki, hükmedilecek bu ücret bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünün dokuzuncu sırasındaki ücretten az, on üçüncü sırasındaki ücretten fazla olamaz.

(4) Beraat eden ve vekil veya müdafi ile temsil edilen sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir. Bu hüküm, sanığın 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince görevlendirilen müdafii bulunması durumunda kovuşturma için Hazineden alınan ücretin mahsubu suretiyle uygulanır.

(5) Sulh ceza hâkimliklerinde görülen tekzip, internet yayın içeriğinden çıkarma, idari para cezalarına itiraz gibi başvuruların reddi, kabulü veya hâkimlik kararına yapılan itiraz üzerine, kararın kaldırılması halinde işin duruşmasız veya duruşmalı oluşuna göre ikinci kısım birinci bölüm 1. sıradaki iş için öngörüldüğü şekilde avukatlık ücretine hükmedilir. Ancak başvuruya konu idari para cezasının miktarı bu Tarifenin ikinci kısım birinci bölüm 1. sıradaki iş için öngörülen maktu ücretin altında ise idari para cezası kadar avukatlık ücretine hükmedilir.

Danıştayda, bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinde görülen dava ve işlerde ücret

MADDE 15- (1) Danıştayda ilk derecede veya duruşmalı olarak temyiz yoluyla görülen dava ve işlerde, idari ve vergi dava daireleri kurulları ile dava dairelerinde, bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinde birinci savunma dilekçesi süresinin bitimine kadar anlaşmazlığın feragat, kabul, davanın konusuz kalması ya da herhangi bir nedenle ortadan kalkması veya bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi durumunda bu Tarifede yazılı ücretin yarısına, diğer durumlarda tamamına hükmedilir.

(2) Şu kadar ki, dilekçelerin görevli mercie gönderilmesine veya dilekçenin reddine karar verilmesi durumunda avukatlık ücretine hükmolunmaz.

Arabuluculuk, uzlaşma ve her türlü sulh anlaşmasında ücret

MADDE 16- (1) 1136 sayılı Kanunun 35/A maddesinde uzlaşma sağlama, arabuluculuk, uzlaştırma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacak avukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarınca hesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerini oluşturur. 1136 sayılı Kanunun 35/A maddesi kapsamında uzlaşma sağlanması halinde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktu ücretin dörtte bir fazlası olarak belirlenir.

(2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerde aşağıdaki hükümler uygulanır:

a) Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanan ücretin dörtte bir fazlası olarak belirlenir. Şu kadar ki miktarı 50.000,00 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlık ücreti, bu maddenin (c) bendinde yer alan maktu ücretin dörtte bir fazlası olarak belirlenir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.

b) Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktu ücretin dörtte bir fazlası olarak belirlenir.

c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, bu Tarifenin birinci kısım birinci bölüm altıncı sırasında belirlenen ücrete hak kazanır. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.

ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu Tarifeye göre belirlenir.

Tahkimde ve Sigorta Tahkim Komisyonunda ücret

MADDE 17- (1) Hakem önünde yapılan her türlü hukuki yardımlarda bu Tarife hükümleri uygulanır.

(2) Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla bu Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine bu Tarifeye göre hesaplanan ücretin beşte birine hükmedilir. Konusu para ile ölçülemeyen işlerde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedilir. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine öngörülen maktu ücretin beşte birine hükmedilir. Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekalet ücreti, kabul veya reddedilen miktarı geçemez.

(3) 28/1/2012 tarihli ve 28187 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu Yönetmeliğinin 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, Tahkim Kurulu, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde idare ve vergi mahkemelerinde görülen davalar için öngörülen avukatlık ücretine hükmeder.

İş takibinde ücret

MADDE 18- (1) Bu Tarifeye göre iş takibi; yargı yetkisinin kullanılması ile ilgisi bulunmayan iş ve işlemlerin yapılabilmesi için, iş sahibi veya temsilci tarafından yerine getirilmesi kanunlara göre zorunlu olan iş ve işlemlerdir.

(2) Bu Tarifede yazılı iş takibi ücreti bir veya birden çok resmi daire, kurum veya kuruluşça yapılan çeşitli işlemleri içine alsa bile, o işin sonuçlanmasına kadar yapılan bütün hukuki yardımların karşılığıdır.

Dava vekili ve dava takipçileri eliyle takip olunan işlerde ücret

MADDE 19- (1) Dava vekilleri tarafından takip olunan dava ve işlerde de bu Tarife uygulanır.

(2) Dava takipçileri tarafından takip olunan dava ve işlerde bu Tarifede belirtilen ücretin 1/4’ü uygulanır.

Tarifede yazılı olmayan işlerde ücret

MADDE 20- (1) Bu Tarifede yazılı olmayan hukuki yardımlar için, işin niteliği göz önünde tutularak, bu Tarifedeki benzer işlere göre ücret belirlenir.

Uygulanacak tarife

MADDE 21- (1) Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan Tarife esas alınır.

Seri davalarda ücret

MADDE 22- (1) İhtiyari dava arkadaşlığının bir türü olan seri davalar ister ayrı dava konusu yapılsın ister bir davada birleştirilsin toplamda on dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam avukatlık ücretine, toplamda elli dosyaya kadar açılan seri davalarda ilk on dosyadan sonra gelen her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %50’si oranında avukatlık ücretine, toplamda yüz dosyaya kadar açılan seri davalarda ilk elli dosyadan sonra gelen her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %40’ı oranında avukatlık ücretine, toplamda yüzden fazla açılan seri davalarda ilk yüz dosyadan sonra gelen her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %25’i oranında avukatlık ücretine hükmedilir. Duruşmalı işlerde bu şekilde avukatlık ücretine hükmedilmesi için dosyaya ilişkin tüm duruşmaların aynı gün aynı mahkemede yapılması gerekir.

Kötü niyetli veya haksız dava açılmasında ücret

MADDE 23- (1) Kötü niyetli davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan taraf, yargılama giderlerinden başka, diğer tarafın vekiliyle aralarında kararlaştırılan vekâlet ücretinin tamamı veya bir kısmını ödemeye mahkûm edilebilir. Vekâlet ücretinin miktarı hakkında uyuşmazlık çıkması veya mahkemece miktarının fahiş bulunması hâlinde, bu miktar doğrudan mahkemece 1136 sayılı Kanun ve bu Tarife esas alınarak takdir olunur.

Yürürlük

MADDE 24- (1) Bu Tarife yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Eki için tıklayınız




Firmaların Yurt Dışı Kaynaklı Dövizlerinin Türk Lirasına Dönüşümünün Desteklenmesi (Sayı: 2025/26)

Mevzuatın Adı: Firmaların Yurt Dışı Kaynaklı Dövizlerinin Türk Lirasına Dönüşümünün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ (Sayı: 2023/5)’de Değişiklik Yapılma… 

 

 

Firmaların Yurt Dışı Kaynaklı Dövizlerinin Türk Lirasına Dönüşümünün Desteklenmesi (Sayı: 2025/26)

Mevzuatın Adı: Firmaların Yurt Dışı Kaynaklı Dövizlerinin Türk Lirasına Dönüşümünün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ (Sayı: 2023/5)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sayı: 2025/26)

01 Kasım 2025 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 33064

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından:

MADDE 1- 26/1/2023 tarihli ve 32085 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Firmaların Yurt Dışı Kaynaklı Dövizlerinin Türk Lirasına Dönüşümünün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ (Sayı: 2023/5)’in geçici 1 inci maddesinde yer alan “31/10/2025” ibaresi “30/4/2026” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 2- Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3- Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı yürütür.




Sanal Ortamda Yasa Dışı Bahis, Şans Oyunları ve Kumarla Mücadele Eylem Planı (2025-2026)

01 Kasım 2025 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 33064 Cumhurbaşkanlığından: Konu: Sanal Ortamda Yasa Dışı Bahis, Şans Oyunları ve Kumarla Mücadele Eylem Plan…

 

 

Sanal Ortamda Yasa Dışı Bahis, Şans Oyunları ve Kumarla Mücadele Eylem Planı (2025-2026)

01 Kasım 2025 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 33064

Cumhurbaşkanlığından:

Konu: Sanal Ortamda Yasa Dışı Bahis, Şans Oyunları ve Kumarla Mücadele Eylem Planı (2025-2026)

GENELGE

2025/18

ÖZET: Yasa dışı bahis, şans oyunları ve kumar faaliyetleri;
  • aile bütünlüğünü bozmakta,
  • toplumsal ilişkileri zayıflatmakta,
  • kayıt dışı ekonomiyi büyütmekte
    ve suç gelirlerinin aklanmasına zemin hazırlayarak kamu düzenini tehdit etmektedir.

Dijitalleşme, sosyal medya ve kripto varlıkların yaygınlaşmasıyla bu faaliyetler sanal ortama taşınmışuluslararası boyut kazanmış ve denetimi zorlaşmıştır.

Bu nedenle:

  • Hukuki, idari ve teknik altyapının güçlendirilmesi,
  • denetim ve kurumlar arası koordinasyonun artırılması,
  • uluslararası iş birliklerinin geliştirilmesi,
  • vatandaşlara yönelik farkındalık faaliyetlerinin yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.

Bu çerçevede, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) koordinasyonunda kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliğiyle “Sanal Ortamda Yasa Dışı Bahis, Şans Oyunları ve Kumarla Mücadele Eylem Planı (2025–2026)” hazırlanmıştır.

Planın uygulanması ve izlenmesi MASAK tarafından koordine edilecek, tüm kamu kurum ve kuruluşları da

  • kendi görev alanlarındaki sorumlulukları yerine getirecek,
  • gerekli destek ve iş birliğini sağlayacaktır.
 

Aile bütünlüğünü bozan, sosyal ilişkileri zayıflatan, gençler başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerini hedef alan yasa dışı bahis, şans oyunları ve kumar faaliyetleri; mezkûr zararlarının yanı sıra kayıt dışı ekonomiyi artırmakta ve suç gelirlerinin aklanmasına zemin hazırlayarak kamu düzeni açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu bakımdan yasa dışı bahis, şans oyunları ve kumarla etkin mücadele; kamu güvenliğinin sağlanması, toplumsal yapının korunması ile ekonomik ve sosyal refahın sürdürülebilirliği açısından hayati önem taşımaktadır.

Sanal dünyanın büyümesi, sosyal medyanın yaygınlaşması ve finansal teknolojilerin çeşitlenmesiyle yasa dışı bahis, şans oyunları ve kumar faaliyetlerinin niteliği ve yayılma alanı önemli ölçüde değişmiştir. Sosyal medya, ödeme altyapıları ve kripto varlıklar gibi araçlar bu faaliyetlere erişimi kolaylaştırarak mevcut soruna sınır ötesi bir boyut kazandırmıştır. Bu durum tespit, müdahale ve izleme kapasitesinin sürekli geliştirilmesini ve yenilikçi önlemlerin alınmasını zorunlu kılmaktadır.

Hâlihazırda çok yönlü bir biçimde yürütülmekte olan bu mücadelede sorunun teknolojik ve finansal altyapısının ulaştığı seviye ve uluslararası boyutunun bulunması nedeniyle hukuki ve idari altyapının güçlendirilmesi, teknik yetkinlik ve denetim kapasitesinin artırılması, kurumlar arası koordinasyonun geliştirilmesi, uluslararası ölçekte iş birlikleriyle sorunun kaynağında çözümüne dair tedbirler alınması ve vatandaşlarımıza yönelik koruma ve farkındalık faaliyetlerinin yaygınlaştırılması elzemdir.

Bu kapsamda yasa dışı bahis, şans oyunları ve kumar faaliyetlerinin sanal mecralar, finansal sistem, reklam ve tanıtım kanalları ile uluslararası boyuttaki tüm aşamalarında tespiti ve engellenmesi amacıyla Malî Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı koordinasyonunda kamu kurumlan ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği içinde “Sanal Ortamda Yasa Dışı Bahis, Şans Oyunları ve Kumarla Mücadele Eylem Planı (2025-2026)” hazırlanmıştır. Söz konusu Eylem Planı, Malî Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından eylemlerden sorumlu ve eylemlerin gerçekleştirilmesinde iş birliği yapılacak olan kurum ve kuruluşlarla paylaşılacak, Eylem Planının uygulama ve izleme faaliyetleri koordine edilecektir.

Bu itibarla Sanal Ortamda Yasa Dışı Bahis, Şans Oyunları ve Kumarla Mücadele Eylem Planı (2025-2026) kapsamında tüm kamu kurum ve kuruluşlarının üzerine düşen görev ve sorumlulukları hassasiyetle yerine getirmesi, Eylem Planının uygulanması ve izlenmesi sürecinde ihtiyaç duyulacak her türlü destek ve yardımın bütün kamu kurum ve kuruluşlarınca titizlikle ve öncelikle sağlanması hususunda gereğini rica ederim.

31 Ekim 2025

Recep Tayyip ERDOĞAN

CUMHURBAŞKANI




Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca Alım Satım Konusu Yapılan Dövizler

Mevzuatın Adı: Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar ile Hazine ve Maliye Bakanlığının 2008-32/34 Sayılı Tebliğine İlişkin I-M Sayılı…

 

 

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca Alım Satım Konusu Yapılan Dövizler

Mevzuatın Adı: Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar ile Hazine ve Maliye Bakanlığının 2008-32/34 Sayılı Tebliğine İlişkin I-M Sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Genelgesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Genelge (Sayı: 2025/25)

31 Ekim 2025 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 33063

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından:

TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARAR İLE HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞININ 2008-32/34 SAYILI TEBLİĞİNE İLİŞKİN I-M SAYILI TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI GENELGESİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR GENELGE (SAYI: 2025/25)

MADDE 1 -3/7/1991 tarihli ve 20918 sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Korama Hakkında 32 Sayılı Karar ile Hazine ve Maliye Bakanlığının 2008-32/34 Sayılı Tebliğine İlişkin I-M sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Genelgesinin 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 1 – Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca alım satım konusu yapılan dövizler aşağıda sayılmıştır.

MADDE 2 – Bu Genelge yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3 – Bu Genelge hükümlerini Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı yürütür.




SGK Genelgesi 2013/11 – Güncellenmiş Hali – 2025

2013/11 Sayılı Sigortalılık İşlemleri Hakkında Genelge (02/09/2025 Tarihli ve 2025/15 Sayılı Genelge İşlenmiş Haliyle) T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞ…

 

 

SGK Genelgesi 2013/11 – Güncellenmiş Hali – 2025

2013/11 Sayılı Sigortalılık İşlemleri Hakkında Genelge

(02/09/2025 Tarihli ve 2025/15 Sayılı Genelge İşlenmiş Haliyle)

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Sayı : 32995964/230

Konu : Sigortalılık işlemleri

Tarih: 22/2/2013

GENELGE

2013/11

Başkanlık Makamının 29/12/2010 tarihli ve 747 sayılı OLUR’ları ile Kurumumuz tarafından çıkarılan ve halen uygulanan genelgelerin, yürürlükte bulunan güncel mevzuata göre yeniden gözden geçirilmesi, güncelleştirilmesi, tekleştirilmesi ihtiyacının ortaya çıkması nedeniyle gerçekleştirilen Komisyon çalışmaları kapsamında sigortalılık işlemleri çerçevesinde çıkarılan genelge, genel yazı, talimat ve e-sigortalı mesajlarına dair çalışma bitirilmiş olup, sigortalılık iş ve işlemlerine ilişkin süreçler belirlenmiştir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun (Genelgede bundan böyle Kanun olarak anılacaktır.) 4 üncü maddesinin birinci fıkrası ile ilk defa 2008 yılı Ekim ayı başı itibariyle sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar için sigortalılık statüleri; hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar için (a) bendi, hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar (b) bendi, kamu idarelerinde (a) ve (b) bentleri dışında çalıştırılanlar ise (c) bendinde belirlenmiştir.

Kanunun geçici 1 inci maddesi ile de 2008 yılı Ekim ayı başından önce 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olan sigortalılar Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olan sigortalılar 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa tabi olan iştirakçiler ise 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında kabul edilmişlerdir.

BİRİNCİ KISIM

KANUNUN 4 ÜNCÜ MADDESİNİN BİRİNCİ

FIKRASININ (a) BENDİ KAPSAMINDA OLAN SİGORTALILAR

BİRİNCİ BÖLÜM

Kanunun 4 üncü Maddesinin Birinci Fıkrasının (a) Bendine Tabi Çalışan Sigortalılar

Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar sigortalı sayılmışlar, hizmet akdine tabi olmamakla beraber ilgili kanunlarında yaptıkları iş bakımından hizmet akdi olarak tarif edilen işleri yapanlar ile kamu idarelerinde çalışıp 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olması öngörülmemiş olanlar da 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılmıştır.

6111 sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendine tabi olup isteğe bağlı sigortaya prim ödeyenler, ay içinde 30 günden az çalışmaları nedeniyle kalan günlerini isteğe bağlı sigortaya prim ödeyerek tamamlayanlar, Kanuna eklenen ek 5 inci maddeyle tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışanlar ile ek 6 ncı madde kapsamında ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma aracı işyerleri ile 4 üncü maddenin ikinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen ve Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenecek alanlarda kısmi süreli iş sözleşmesiyle bir veya birden fazla kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içerisinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı on günden az olanların sigortalılık statüleri de 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sayılmıştır.

Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının;

(a) bendi ile hizmet akdi ile çalışmamakla birlikte, ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutukluların,

(b) bendi ile 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde mesleki eğitim gören öğrenciler, meslek liselerinde okumakta iken veya yüksek öğrenimleri sırasında staja tabi tutulan öğrenciler, (Ek, 1/9/2016 tarihli ve 2016/20 sayılı Genelge) (Ek, 24/4/2019 tarihli ve 2019/9 sayılı Genelge) mesleki ve teknik ortaöğretim sırasında tamamlayıcı eğitim ya da alan eğitimi gören öğrenciler kamu kurum ve kuruluşları tarafından desteklenen projelerde görevli bursiyerler ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 46 ncı maddesine tabi olarak kısmi zamanlı çalıştırılan öğrencilerden aylık prime esas kazanç tutarı, 82 nci maddeye göre belirlenen günlük prime esas kazanç alt sınırının otuz katından fazla olmayanların,

(c) bendi ile harp malulleri, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre vazife malullüğü aylığı bağlanmış malullerden, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalışmaya başlayanların,

(e) bendi ile Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerlerin,

(g) bendi ile Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçilerinin,

sigortalılık statüsü de 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi olarak belirlenmiştir.

(Ek, 11/12/2014 tarihli ve 2014/32 sayılı Genelge) 506 sayılı Kanunun ek 36 ncı maddesi gereğince geçici 20 nci madde kapsamında bulunan sandıkların mali durumlarının üyelerine sosyal güvenlik yardımları yapmaya elverişli olmaması halinde bunların yetkili organlarının alacakları fesih ya da devir kararları neticesinde bütün aktif ve pasifleriyle birlikte Sosyal Sigortalar Kurumuna devredilmesine Bakanlar Kurulu yetkili kılınmış olup,

İttihadı Milli Türk Anonim Sigorta Şirketi Emekli Sandığı (11/7/1978 tarihli ve 16343 Resmi Gazetede yayımlanan 2167 sayılı Kanunun geçici 60 ncı maddesi ile),

İstanbul Bankası Personeli Sosyal Sigorta Sandığı Vakfı (27/11/1994 tarihli ve 94/6231sayılı BKK ile),

Türkiye Öğretmenler Bankası A.Ş. Emekli Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Vakfı (5/6/1995 tarihli ve 6965 sayılı BKK ile),

Tam Sigorta A.Ş. Memur ve Müstahdemleri Emekli Sandığı Vakfı (22/11/1999 tarihli 99/13718 sayılı BKK ile),

Ankara Anonim Türk Sigorta Şirketi Memur ve Hizmetlileri Sağlık ve Emeklilik Sandığı Vakfı (25/12/2001 tarihli ve 2001/3534 sayılı BKK ile),

Türkiye Tütüncüler Bankası A.Ş. Memur ve Hizmetlileri Sosyal Sigorta ve Yardım Sandığı Vakfı (9/6/2003 tarihli ve 2003/5734 sayılı BKK ile),

Türkiye Kredi Bankası A.Ş. Memur ve Müstahdemleri Sosyal ve Yardım Sandığı Vakfı (9/6/2003 tarihli ve 2003/5733 sayılı BKK ile),

Türk Ticaret Bankası Emekli Sandığı Vakfı (10/6/2003 tarihli ve 2003/5745 sayılı BKK ile),

Türkiye İmar Bankası T.A.Ş. Memur ve Müstahdemleri Yardım ve Emekli Sandığı Vakfı (29/3/2018 tarihli ve 2018/11401 sayılı BKK ile), (Ek, 24/4/2019 tarihli ve 2019/9 sayılı Genelge)

(Değişik, 24/4/2019 tarihli ve 2019/9 sayılı Genelge) Kurumumuza devredilmiştir. Kurumca devralınan banka sandıklarında geçen sigortalılık süreleri hakkında 506 sayılı Kanun hükümleri uygulanmakta, bu süreler 506 sayılı Kanuna tabi geçmiş sigortalılık ve hizmet gibi kabul edilerek işlem yapılmaktadır.

Ayrıca, 2008 yılı Ekim ayı başından önce 506 sayılı Kanunun mülga 2 nci, mülga ek 10 uncu ve mülga ek 13 üncü maddeleri gereğince sigortalı sayılanlarla, ilgili kanunlarında 506 sayılı Kanuna tabi olması öngörülmüş olanlardan, çalışması devam edenlerin sigortalılıkları da 2008 yılı Ekim ayı başından sonra ilk defa Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalışmaya başlayanlar için getirilen düzenlemeler doğrultusunda devam ettirilecektir.

1- Sigortalı sayılanlar

1.1- Hizmet akdine tabi çalışanlar

Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre sigortalı sayılabilmek için sigortalının işverenle arasında Kanunun 3 üncü maddesinde tanımlanan hizmet akdi bağının bulunması, işveren veya işveren vekili ya da alt işveren tarafından işe alınıp, hizmet akdine tabi çalıştırılması gerekmektedir.

(Ek, 11/12/2014 tarihli ve 2014/32 sayılı Genelge) Kanunda hizmet akdi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda tanımlanan hizmet sözleşmesi ve iş mevzuatında tanımlanan iş sözleşmesi olarak tanımlanmış olup, 6098 sayılı Kanunun 393 üncü maddesi ile hizmet sözleşmesi, işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle iş görmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşme olduğu, işçinin işverene bir hizmeti kısmi süreli olarak düzenli biçimde yerine getirmeyi üstlendiği sözleşmelerinde hizmet sözleşmesi sayılacağı öngörülmüştür. Hizmet akdi iki taraflı akitlerden olup tarafları birbirine taahhütlerle bağladığından, hizmet akdinde hukuki bağımlılık şarttır. Hizmet akdinin varlığından söz edilebilmesi için işçinin işverenin emir ve görüşleri doğrultusunda işverenin gösterdiği yerde belirli ya da belirsiz sürede çalışması ve bunun karşılığında da işverenden ücret alması gerekmektedir.

4857 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde ise iş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafında (işveren) ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşme olarak tanımlanmış olup, hizmet akdinin içinde iş, ücret, bağımlılık ve zaman unsurları bulunmaktadır.

Hizmet sözleşmesi ve iş sözleşmesi birlikte incelendiğinde hizmet akdinin unsurları aşağıdaki gibidir.

Hukuki bağlılık : Hizmet akdi iki taraflı akitlerden olup, tarafları birbirine taahhütle bağlar. İşçi, emeğini işverenin emrine veren, hizmetin görüldüğü sürece ona tabi olan, yani hizmeti işverenin emir, talimat ve denetimi altında yapmak zorunda olan kişidir. İşveren ise buna karşılık işçiye ücret vermeyi vaat eder.
İş sözleşmesinde de ayırt edici unsur bağımlılık unsurudur. Bu unsur işçinin işin yapılması sırasında işverenin talimatlarına sıkı sıkıya bağlı olması ve işverence denetlenmesi anlamındadır. Bağımlılık unsuru iş sözleşmesini eser ve vekalet gibi diğer iş görme borcu doğuran sözleşmelerden de ayırmaktadır. Eser sözleşmesinde müteahhit, bir bedel karşılığı olarak iş sahibine bir eser yapıp teslim eder ama işini yaparken bağımsız hareket eder. İş sahibinden işin yapılması ile ilgili talimat almaz. Burada önemli olan eserin anlaşmada belirlenen niteliklere uygun olarak ve belirtilen sürede yapılıp teslim edilmesidir. Vekalet sözleşmesinde vekil belirli bir işin görülmesi yükümlülüğü altındadır. Sözleşme varsa ücret de isteyebilir. Ancak burada vekil ile iş sahibi arasındaki bağımlılık unsuru iş sözleşmesine nazaran çok zayıftır. Vekil işini işverenden ekonomik açıdan bağımsız bir şekilde kendi araçları ve personeli ile ve genellikle kendi iş yerinde yapmaktadır.

Süre : Hizmet akdi belli bir süre için yapılabildiği gibi, süresiz de olabilir. Bu sürenin aralıksız olması şart değildir. Hizmetin, sözleşme süresi içinde günün birkaç saatinde veya haftanın, ayın belli günlerinde görülmesi şart koşulabilir. Bu çeşit periyodik çalışma şartları akdin niteliğini etkilemez. Süre unsuru ücret bakımından değil, hizmet yönünden önemli rol oynar. Hizmet sözleşmelerinin yazılı yapılması 4857 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinde hükme bağlanmış olup belirli süresi bir yıl veya daha uzun süreli hizmet akitlerinin yazılı yapılması zorunludur. İş sözleşmesinin süresiz yapılması şart ve zorunluluk değildir. Hizmet akitlerinin yazılı yapılmamış olması, hizmet akdinin varlığını etkilemez.

Hizmet : Hizmet akdinde işçi, işverene bedeni veya fikri (düşünsel) veya her iki nitelikte emek vaadinde bulunur. Hizmet eden kişi bir neticeyi değil, kendiliğinden hizmet götürmeyi taahhüt eder. Çalışmasının işverene sağlayacağı ekonomik sonuçtan sorumlu değildir. Hizmetin kapsamı, görülüş tarzı ve yeri belli olmalıdır.

Hizmetin işverenin işyerinde veya onun göstereceği yerde yapılması şarttır.

İş sözleşmesi gereğince işçi işverene karşı bir işin görülmesi (yerine getirilmesi) ile yükümlü olan gerçek kişidir. Ekonomik açıdan iş olarak değerlendirilen her türlü çalışma bu kapsama girer. Çalışma bedenen veya fikren yahut her ikisi birlikte de olabilir.

Ücret : İşverenin işçiye vermeyi taahhüt ettiği ücret emeğin kirası niteliğindedir. Ücret, para veya başka şekilde ödenir. Ücret, zaman birimi esasına (saat başına, günlük, haftalık, aylık gibi) veya iş birimi esasına (parça, ağırlık, alan veya hacim birimleri gibi) göre verilebilir. İşin miktarına göre verilen ücrete götürü ücret denilir. Ücret kardan pay verilmek suretiyle de ödenmiş olabilir. Ücrete mahsuben ödenecek avans da aynı niteliktedir. Bütün bu usuller ücretin ödenme şekline ilişkin olup, akdin niteliğini değiştirmemektedir. İş sözleşmesinin tanımında, işçinin ücret karşılığında iş gören kişi olduğu açıkça belirtilmiştir. Ücretin iş sözleşmesinde açıkça belirlenmemiş olması çalışmanın ücret karşılığı olmadığı sonucunu doğurmayacağı gibi ücretin uzun süre ödenmemesi de bu niteliğini ortadan kaldırmaz. Ancak, hatır için yahut ahlaki bir görev kapsamında çalışılan işler ücret karşılığı yapılan işler olarak kabul edilmez.

Tamamı İçin Tıklayınız




BDDK Stratejik Planı (2025-2028)

BDDK Stratejik Planı (2025-2028) 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 88 inci maddesinin (b) bendi uyarınca hazırlanan “BDDK Stratejik Planı (2025-2028)”…

 

 

BDDK Stratejik Planı (2025-2028)

BDDK Stratejik Planı (2025-2028)

5411 sayılı Bankacılık Kanununun 88 inci maddesinin (b) bendi uyarınca hazırlanan “BDDK Stratejik Planı (2025-2028)” Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 23.10.2025 tarihli ve 11283 sayılı Kararı ile kabul edilmiştir.

Stratejik Plan; Kurumun ve sektörün mevcut durumu ve potansiyel gelişim alanları, uluslararası bütünleşmenin gerekleri, en iyi uygulamalar ve muadil otoritelerin tecrübeleri dikkate alınarak, ulusal üst politika metinlerinde yer alan ilke, strateji ve politikalar ile uyumlu bir şekilde oluşturulmuştur.

Stratejik Planı kapsamında; (1) finansal güven ve istikrarın güçlendirilmesi, (2) finansal piyasaların kapsayıcı ve sürdürülebilir gelişiminin sağlanması ve (3) kurumsal kapasitenin artırılması stratejik amaçları altında 15 hedef ve 65 strateji belirlenmiştir.

Kurumun bugünkü yeri ile vizyonu arasında köprü kuracak orta ve uzun vadeli bakış açısını yansıtan Stratejik Plan, faaliyetlerin amaç, hedef ve öncelikler çerçevesinde yürütülmesini sağlayarak Kurumsal etkililik ve etkinlik düzeyini artırmayı amaçlamaktadır.

Kurumumuzun altıncı stratejik planı niteliğindeki “BDDK Stratejik Planı (2025-2028)” metnine BDDK resmi internet sitesinin “Kurum Hakkında / Stratejik Planlar” bölümünden ve aşağıdaki linkten ulaşılabilmektedir.

https://www.bddk.org.tr/KurumHakkinda/Detay/37

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Kaynak: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu




Ulusal Meslek Standartlarına Dair Tebliğ (No: 2025/5)

Ulusal Meslek Standartlarına Dair Tebliğ (No: 2025/5) 26 Ekim 2025 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 33059 Meslekî Yeterlilik Kurumundan: Amaç ve kapsam MADD…